RavzaGul.com
|
|
| RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:23 | |
| RAMAZANOĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ YAŞAM TARZI 21/05/2008 ÇARŞAMBA
FAHR-İ KAİNAT EFENDİMİZE BAĞLILIKLARI
Muhterem Üstaz hazretlerinin ahlakı, adabı, her hali,
Sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz hazretlerine tamamen, hayret edilecek şekilde uygundu.
Büyük devlet adamı,
tarihçi Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya'sındaki Fahri Kainat Efendimizin hilye-i seadetlerine; şair, kemal ehli,
Mustafa Asım Köksal beyefendinin İslam Tarihi'ndeki Resûlullah Efendimizin Şemaili şeriflerine tamamen uygundu.
Bu kadar yakınlık bir mevhibe-i ilahîdir, uğraşılarak, çalışılarak kısmen istifade edilebilir.
Muhterem Üstaz hazretleri salat-ü selama çok devam ederlerdi.
Hulasa, yemekte, içmekte, giyim adablarında, yolculuklarında,
hazerde seferde, beşerî münasebetlerde aile hayatlarında, namaz, oruç,
hac gibi ve sair hususlarda ve sayıya gelmeyen adablarda Fahr-i Kainat Efendimiz hazretlerini nihayetsiz, derin bir aşkla ayna, rehber edinmişlerdi.
musa topbaş efendinin kaleminden
[size=16]ramazan oğlu mahmut sami efendinin yaşam tarzı -devamı-21/05/2008 çarşamba
Allah Teâlâ ve tekaddes hazretleri buyurur: Kim Resûle itaat ederse, muhakkak Allah'a itaat etmiş olur. (Nisa:
Allahü Teala ve tekaddes hazretleri buyurur: . Habibim de ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, hemen bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve suçunuzu örtsün, çünkü Allah çok yargılayıcı, çok esirgeyicidir. (Al-i îmran: 31)
Allah'ın seadetine nail olmak isteyen her müslüman, ahlak, ibadet ve muamelatında Fahr-1 Kainat efendimizi taklit etmekle mükelleftir.
Sünnet-i seniyyeye mutabık az ibadet, onun yolundan ayrı olan çoktan hayırlıdır.
Allah sevgilileri her umurlarında, sertacü'l-enbiya efendimiz hazretlerinin yolunda,
izinde oldukları için zahiren azla büyük derecelere nail olmuşlardır,
izinde olmayıp çok yorgunluklara katlananların ise dereceleri geri kalmıştır.[/size]
En son nurgül tarafından 03.03.10 10:01 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:25 | |
| "Hayrül-umuri evsatuha: Her hayır vasat halde bulunmaktadır." Yani ne ifratta ne de tefrittedir.
Bir gurup sahabe geldiler, Resûl-i Ekrem efendimize, ailelerinden ayrılmağa,
vakitlerini dünyadan kesilerek namaz oruç gibi ibadetlerle geçirmeğe kararlı olduklarım söylediler,
bunlara cevaben Sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz:
Benim ahlakıma, ve benim yoluma uygun az amel, benim yoluma uymayan çok bir amelden daha hayırlıdır.
Benim ahlakıma ve yoluma uymayan her bir hareket dalalettir, sapıklıktır. Her dalalet de cehennemde olur.
Çok kimseler zan ederler ki manen terakki etmek, yalnız fazla ibadetledir.
Hayır, hakiki terakkiyat, tam Cenab-ı Hakkın huzuru ilahiyesinde olduğunu bilerek, sünnet-i seniyye gölgesinde, ne yapılması icab ederse onu yapmaktadır.
Çok kimseler vardır ki, bunların nafile ibadetleri çoktur.
Daimi oruçludurlar, daimi gece namazlarına devam ederler. Fakat harama helale dikkat etmeyip, islamî ahlak ile mütehallik olmağa gayret etmezler,
boş zamanlarını dedikodu, gıybet ile geçirirler.
Ellerine ne geçerse mideden aşağı indirirler,
halbuki bunlar keşke nafile ibadetlerini azaltsalar da ahlaklanma hususunda gayret edib Hak hukuk mevzuunda uyanık olsalar.
Sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz hazretleri:
Kim ki helal kazanır, helal yer, ehl-i sünnet vel-cemaat yolunda gider,
insanlar da kendisinden gelebilecek zararlardan emin olurlarsa mutlaka cennete girer.
Evet büyük velilerin bazıları ömürleri müddetince, uyumamışlar, yememişler, içmemişler, devamlı namaz kılmışlar, oruç tutmuşlar, sair ibadetlerle meşgul olmuşlar.
Fakat bu himmet sahibi zümre evvela iç alemlerini, sonra dışlarını Cenab-ı Hakkın izni iletasfiye ve tezkiye etmişler,
daha sonra bu ulvî yolda bütün varlıklarından, kesafetlerinden sıyrılarak, yok olmuşlardır.
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:26 | |
| Hâce-i Kainat efendimiz hazretlerinin hadis-i şeriflerini sıralıyoruz:
Sizden bana en yakın olan kimse beni çokça salat-ü selam ile yad edenlerdir.
Bana salat gönderenlere Cenab-ı Hak sırat köprüsü üzerinde bir nur ihsan eder.
Ehl-i nurun ise ehl-i nardan olamayacağı bedîhîdir.
Bana bir defa salat gönderenlere, Cenab-ı Allah on defa rahmet eder.
Bana salat ü selam getirmek köle azad etmekten efdaldir.
Husulü matlubunda duçar usret olan (darda kalan) kimse bana çokça salat-ü selam göndersin, çünkü salat-ü selam kederi izale eder,
erzakın çoğalmasına ve müşkülatların halline yegane vesiledir.
Ahlaki yönden ümmetimin bozulduğu bir zamanda, benim ahlakım ile ahlaklanıp, benim gittiğim yolda giden birisine yüz şehid sevabı verilir.
(Kenzül îrfan'dan) | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:27 | |
| Alaeddin Attar kuddise sirruh hazretleri buyurur:
Sünneti kendisine farz edinmeyen her isteklide din eksiktir.
Bazı sünnetler Allah'ın Resûlüne farz kılınmıştı.
Bütün zahir ve batın safası Allah'ın Resûlüne uymağa bağlıdır, buyurmuşlardır.
Hülasa: Muhabbet-i zatiyye-i ilahiyyeye vüsul, Habib-i Rabbül alemîne ittibasız asla suret bulmaz.
Hazret-i Ömer radıyallahu anh efendimiz buyurur:
Duyduğuma göre, yapılan her hangi bir dua,
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e salavat getirilmedikçe yer ve gök arasında mahpus kalır,
oradan huzuru ilahîye yükselemez. (Tenbîhü'l-Gafilin) | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:27 | |
| Sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurur: (Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den)
-Benim ahlakım ile ahlaklanınız ve bana salat-selam gönderiniz.
Zira bana gönderdiğiniz salat- selam sizin için bir zekattır.
Allah'tan benim için "vesile" taleb ediniz.
-Vesile nedir ya Resûlullah?
Fahri kainat efendimiz buyurdular:
-Cennette en yüksek derecedir.
Ona sadece bir kişi nail olacaktır.
Ümid ederim ki o ben olurum. (Tenbîhü'l Gafilin) | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:28 | |
| Gözlerimizin nuru Sallallahu aleyhive sellem efendimiz buyurdular:
-Ey ümmetim, Allah'tan korkunuz, devlet başkanına itaat ediniz.
Kur'an'ın helal ettiğini helal, haram ettiğini haram biliriz.
Misafirleri ağırlamak, ikramda bulunmak fazilettir.
Sakın borçlunun evine gitmeyin, ailelerini dövmeyin, meyvesini yemeyin.
Ümmetimden bana itaat eden, helal kazanan, şerrinden diğer insanlar emin olan cennete girer, aksini yapan cehenneme gider.
Benim sünnetimle amel eden, yüz şehid sevabına nail olur. Tam mü'min, şeriatıma tam uyandır.
Benim sünnetimi seven ve onunla amel eden beni sevmiştir ve benimle birlikte cennete girecektir.
Sünnetlerime tutku ile bağlanan, ihtirasla bağlanan dünya ve ahret mutluluğuna kavuşur.
Beni ana baba ve çocuklarınızdan ve bütün insanlardan fazla sevmedikçe tam mü'min olamazsınız. (Marifetname) | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:28 | |
| MİSAFİR KABULLERİ
Muhterem Üstaz hazretlerinin çok muntazam, nizamlı, saatli hayatları vardı.
Müracaat eden ziyaretçiye kabul saati evvelce bildirilirdi.
Misafirin geleceği vakitte giyimli, tertipli bir vaziyette (katiyyen ev hali ile değil) hazır bulunurlardı.
Söz verdiği halde vaktinde sebepsiz yere gelemeyenlere çok üzülürler, misafiri kapıda güler yüzle karşılarlar ve karşılarında yer verirlerdi.
Ziyaretçi için hangi mevzu, hangi kelam faideli ise o mevzuda konuşurlardı.
Kısa bir zaman içinde, ziyaretçi, niyet ve ihlasının ölçüsünde mutmain olmuş bir halde, büyük bir neşe ile huzurlarından ümitli olarak ayrılırdı.
Gene vedalaşırken de kapıya kadar geçirirlerdi.
Hatta Ramazan ayında iftar verdiklerinde, sofrada bizzat kendileri hizmet etmek isterler,
misafirlerin ısrarları üzerine, gönülleri olsun deye sofradaki yerlerine otururlardı.
Sofraya otururken ve yemekten sonra sıradakileri bekletmemek için ellerini süratle yıkamalarına rağmen,
yalnız oldukları zaman yavaş yavaş daha itinalı yıkarlardı.
Namazlarım da bekleyen varsa kısa sürelerle kılarlar, yalnız olduklarında daha uzun. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:28 | |
| Gelen ziyaretçilere muhakkak bir şey bulur, hediye ederlerdi.
Hatta bir saat evvel kendilerine hediye edilen kıymetli bir şeyi,
bir saat sonra ki misafirlerine hediye ediverirlerdi.
Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdular:
Yekdiğerinize hediye veriniz, aranızda muhabbet husüle getiriniz,
zira hediye kalpteki muhabbeti çoğaltır.
Gene buyuruyorlar:
Birbirinize hediye veriniz,
Bir gün bir fakir kadın Aişe radıyallahü anha validemize hediye getirmiş, fakat Aişe radıyallahu anha kabul etmemişti.
Bundan haberdar olan Sertacü'l-Enbiya efendimiz mealen:
Ya Aişe keşke kabul etseydin de, daha değerli bir şeyle mukabele etseydin! buyurmuşlardır. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:29 | |
| Hediyeleşmek sünneti seniyyedir. Resûlullah efendimize ittibadır.
Bahaeddin Nakşibend kuddise sirruhunun menakıbında geçer.
Acele, Derviş Halil kuddise sirruh ile buluşması icab ettiğinde,
hemen hediye temin etti, ve beraberinde götürüp Halil Ata'ya takdim etti.
Halk arasında hediye almayanlara müttaki nazarıyla bakılır.
Evet bir iki Allah dostu bu adaba riayet etmemişler ise, o kendilerinde zuhur eden istisnaî bir haldir.
Hulasa hediyeleşmek Îslam adabındandır.
Samimiyet, muhabbet ve yakınlığa bir vesiledir.
Hediyeleşmekte de her ibadette olduğu gibi tek gaye Allah rızası olmalıdır. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:29 | |
| ÖĞÜLMEKTEN HOŞLANMAZLARDI
Muhterem Üstaz hazretleri, öğülmekten, sena edilmekten hazzetmezler, hatta üzülürlerdi.
Muhatabları kendilerini ne kadar sena ederlerse etsinler,
katiyen kendilerine mal etmezler, hemen "Biiznillah" demek suretiyle cevaplandırırlardı.
Her medh edildiklerinde "Biiznillah" demekle,
her şeyin ancak Hak celle ve ala hazretlerinin izniyle vuku bulduğunu söylerler, ima ederlerdi.
Nezaketen muhatablarını incitmemeğe de çok dikkatli olurlardı.
Allahü Teala'nın mütevazı, has kulları ne bahtiyar insanlardır.
Onların nazarlarında öğülmek ve yerilmek müsavi olmuştur.
Kendileri öğülmeyi istemedikleri gibi, hiç bir şahsı yüzüne karşı öğmezler, medh etmezlerdi.
Hallerine göre iltifatta bulunurlar ve bazen hürmete şayan kimselerin manevî kıymetleri bilinsin diye gıyaben medh ettikleri olurdu. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:30 | |
| Bilhassa zamanımızın bazı kişileri, muhatablarını lüzumundan fazla yerli yersiz medh etmekle, onları gurura,
ucuba kendini beğenme illetine sevk etmiş oluyorlar.
Halbuki bu gibi hareket ve iltifatlar çok hatalıdır.
Nefis daima pusudadır.
Onların bilmeyerek büyüklenmelerine sebeb oluyorlar.
Muhterem Üstaz hazretleri medh etmenin afetlerine bihakkın vakıf oldukları için evladlarını ne yüzlerine karşı ne de arkalarından öğerlerdi.
Ahlak hal ve hareketlerini takdir ettikleri evladlarına güler yüz gösterirler ve onlara daha nazikane muamele ederlerdi.
Onların da kısmı azami, irfan sahipleri oldukları için, bu istisnaî muameleye karşı hatalarını düzeltir,
gafil olmaktan kaçınarak büyük samimiyet ve teslimiyet içinde mütevaziyane,
üstazlarına olan hizmetlerini ve manevi diğer vazifelerini daha dikkatli, gayretli ve uyanık olarak ifa ederlerdi. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:30 | |
| Mürşidi kamillerin bütün gayret ve himmetleri, salikleri şımartmadan, ucub ve kibre düşürmeden, güzel ahlak üzere Halik Teala ve tekaddes hazretlerine vasıl etmektir.
Kibir ve ucuba düşenleri, düşmüş oldukları vartadan yani o kötü görüşlerinden kurtarmak çok zordur.
Günaha giriftar olup da, hatasını itiraf edenleri Cenabı Hakkın izniyle, suhuletle rah-ı müstakime ilettikleri halde sırasına göre ucub ehlini, benliğinde ısrar edenleri, mürşidi kamiller dahi kurtarmak hususunda müşkülat çekerler.
"Çünkü maneviyattan kovulan, yalnız kendi nefsim büyük gördüğü için basireti kapanır, hakikati göremez, hatasını itiraf etme cihetine gidemez.
Üstazına karşı da hali değişir, saygı gösteremez "Tıp doktorları da aynıdır.
Hasta, ölüm haline gelince, her vasıtaya baş vurulur.
Ölmesi mukadder ise, tedbirler faide vermez, önleyemezler.
Maneviyat aleminde de Allah muhafaza etsin kalb tam ölmüş ise, ancak Cenabı Hakka iltica edilir. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:31 | |
| Kalb Musaffadır, mücelladır. Nazargahı ilahidir.
Safiyetini, temizliğini, kaybedince zulmete munkalib olur, sahibinin itikadı bozulur.
Her hayrı, tersinden şer olarak görür.
Vartaya düştü tabirini semadan yere fırlatılmak manasına almayın, kalbin, gönül aleminden, nuraniyetten süfliyata dönüşünden başka bir şey değildir.
HELALE ÇOK DİKKATLİ İDİLER
Muhterem Üstaz -kuddise sirruh-1953 senesinde, İstanbul'a teşrif ettiklerinde, Tahtakale semtinde bulunan, kendisini sevenlerden,
bir müessese sahibi, kendilerine defterlerinin muhasebeciliğini yapması için, reca ediyorlar.
Muhterem Üstaz-kuddise sirruh- hemen kabul etmemiş, evvela defterlerini tetkik etmişlerdir.
Alış verişleri nasıl? Meşru mu? Yoksa karışık mı? Faizle alakası var mı? İhtikarı ve bazı yolsuz hareketleri var mı?
Bu hususları iyice tetkik ve tespit ettikten sonra, müessese sahibini yapılması gerekenleri, yerine getirmesi için ikaz etmişlerdir.
Tam arzuları, istekleri tahakkuk ettikten sonra, muhasebecilik vazifesini deruhte etmişlerdi. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:32 | |
| Muhterem Üstaz kuddise sirruh, kendilerinden nasihat ve öğüt almak için ziyaretlerine gelenlere ilk sualleri, mesleklerini, ve helal haram hususuna dikkatli olup olmadıklarını sormak olurdu, daha sonra başka bilgiler alırlardı.
Bu bilgileri aldıktan sonra, muhataplarına gerekli nasihatları yaparlardı.
Helal kazanç, dinimizin ve dürüst olmanın temeli olmuş oluyor.
Bir kimsenin temiz, ihlas sahibi, istikamet ehli olduğunu anlamak ister isek, onun kazancının, alın teri ile, helal olup olmadığına dikkatli oluruz.
Bir adamı hazreti Ömer radıyallahü anh'a övüyorlardı. Hazreti Ömer radıyallahü anh hazretleri sordu:
Onunla alış veriş ettiniz mi? Komşuluk, yahut yolculuk yaptınız mı? Sualine hayır cevabını aldıklarında:
Demek sizin o adam hakkında bilginiz yok, buyurmuşlardır. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:35 | |
| Bütün Peygamberan-ı izam, sahabe-i kiram, kibar-ı ehlüllah hazeratı hep helal lokma ile gıdalanmışlar, helalden gayrısından kaçınmışlardır.
Bir insanın, müttakî olduğunu, yaptığı nafile ibadetlerle değil, muamelatının temiz, kazancının helal olup, olmadığından anlarız.
Muhterem Üstaz hazretleri, "istikamet farz-ı daim" buyururlardı. Diğer ibadetlerin muayyen zamanları olur. Fakat istikametten bir an ayrılındı mı, insan hem dinini, hem ihlas üzere işlediği amellerini, hem iz'amın, hem de irfanını kaybeder, Allahü Teala muhafaza eylesin! Hüsrana uğrayanlardan olur.
Ali bin Şihab kuddise sirruh derdi ki:
Duyduğuma göre helal yoldan alınan gıda ile gelişen bir bedeni kat'iyyen toprak eritmez... çürütmez... yemez...
Oğlu diyor ki:
Babamın bu sözüne beldesinde bulunan bazı fakîhler itiraz ettiler. Dediler ki:
Bu durum peygamberlere ve şehitlere has bir şeydir. Babam vefat etti. Aradan tam yirmi bir sene geçti. Babamın:
"Duyduğuma göre: helal yoldan alınan gıda ile gelişen bir bedeni kat'iyyen toprak,
eritmez... çürütmez... yemez ..." sözü dillere düştü... yine itirazlar başladı. Gerçeği anlamak ve anlatmak babında, çareyi babamın kabrini açmakta buldular.
Açıp baktıkları zaman: İlk gün koydukları gibi buldular... ve Lahdi yapan mezarcı, o itirazcı fakihlere adam yolladı, çağırttı.
Durumu gözlerinizle görünüz... dedi.
Gördüler; inandılar...
Allah'tan bağış talebinde bulunup tevbe ettiler | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:35 | |
| SOHBETLERİ
Sohbetlerde Abdülkadir Geylanî kuddise sirruh hazretlerinin Fethü'r-Rabbani Fütuhü'l-gayb, îmam Gazali hazretlerinin İhyaü'l-ulum, ve Mükaşefetü'l-Kulüb, Ahmed er-Rüfal hazretlerinin, Haletu Ehl-il Hakikati maallah (Onların alemi)
îmam Şaranî hazretlerinin Tenbihü'l-Muğterrin, Muhammed b. Abdullah Hanî hazretlerinin Adab, İsmail Hakkı Bursevî hazretlerinin Ruhül-Beyan tefsiri gibi daha bazı değerli eserlerden okurlardı.
Muhyiddin Arabi hazretlerini çok takdir ettikleri halde, onun eserlerinden okumazlardı. Onun büyük ifadelerinden herkes anlayamaz, ancak tam kemale gelmiş yüksek dereceli veliler okuyarak tereddütlerini giderirler.
Bugün tasavvuf kelimesinin (T) sini bilmeyenler okuyorlar, anlayamadıkları için, kendilerine göre mana verip zındıklığa dahi kayanlar olmaktadır. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:36 | |
| SOHBETLERİ
Sohbetlerde Abdülkadir Geylanî kuddise sirruh hazretlerinin Fethü'r-Rabbani Fütuhü'l-gayb, îmam Gazali hazretlerinin İhyaü'l-ulum, ve Mükaşefetü'l-Kulüb, Ahmed er-Rüfal hazretlerinin, Haletu Ehl-il Hakikati maallah (Onların alemi)
îmam Şaranî hazretlerinin Tenbihü'l-Muğterrin, Muhammed b. Abdullah Hanî hazretlerinin Adab, İsmail Hakkı Bursevî hazretlerinin Ruhül-Beyan tefsiri gibi daha bazı değerli eserlerden okurlardı.
Muhyiddin Arabi hazretlerini çok takdir ettikleri halde, onun eserlerinden okumazlardı. Onun büyük ifadelerinden herkes anlayamaz, ancak tam kemale gelmiş yüksek dereceli veliler okuyarak tereddütlerini giderirler.
Bugün tasavvuf kelimesinin (T) sini bilmeyenler okuyorlar, anlayamadıkları için, kendilerine göre mana verip zındıklığa dahi kayanlar olmaktadır. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:36 | |
| Allah Teala ve tekaddes hazretleri, her devre göre veliler, mürşidler zuhur ettirmiş ve o zamanın insanlarını onlar vasıtasıyla hidayete ve kemale erdirmiştir.
Hatta Bahaeddin Nakşibend hazretleri:
"Eğer Hallac-ı Mansur bizim zamanımıza yetişmiş olsa idi, onu enelhak demekten alıkoyardık,'' buyurmuşlardır. Ahbaplarımızdan, Adana'lı birisinde bu "enelhak" hali zuhur etti.
Vazıyet Muhterem Üstaz hazretlerine bildirildiğinde (Hayır öyle olmaz. "Entel Hak" demesi lazımdır) deyerek "enelhak" demesine izin vermediler. Kısa bir zaman sonra o zatın hararetli hali sükunete döndü, huzur buldu.
HEP İBADET VE NİYAZ İÇİNDE
Yolculukları pek huzurlu ve nizamlı olurdu. Bilhassa hareket ve dönüş günlerini pazartesi, yahut perşembe günlerine tesadüf ettirirlerdi. Mecburiyet olmaz ise gece yolculuğuna çıkmazlarda. Yolculuk esnasında en lüzumlu şeyleri yanlarına alırlardı.
Valizlerine giyim eşyaları derli toplu, kar gibi beyaz temiz bohçalar içine yerleştirilirdi.
Yolculuğa, karar verilen saatte çıkılır, karar verilen gün ve saatte dönülürdü. En ufak mevzularda bile yol arkadaşları ile istişare ederler, yolculuk esnasında zuhur eden güçlükleri hoş karşılar, en ufak bir üzüntü, sabırsızlık göstermezlerdi. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:36 | |
| Yolculuk başlangıçlarında, ayete'l-kürsî ve sefer dualarını muhakkak okurlar, "Dua ibadetin iliği mesabesindedir" buyururlardı.
Kur'an-ı kerîmdeki ayeti kerimeleri, bilhassa Fatiha-i şerîfe ve Ayete'l-Kürsî, Resulü Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, ve diğer Peygamberan-ı izam hazeratının dualarına devam ederler, kendileri Arapça yahut Türkçe dua tertip etmezlerdi.
Fesahat ve belagata ehemmiyet vermemelerine rağmen, sözlerinde manevî derinlik ve incelik sezilir, dinleyenleri gaşyederdi. Mıknatısa tutulmuş gibi, ayrılmak istemezlerdi.
Hac yolculuklarının en izdihamlı zamanlarında bile abdestli oldukları halde, ikinci bir namaz için abdestlerini tazelerler ve "nurun ala nur" derlerdi.
Abdestlerini de derin bir huşu ve engin gönüllükle, büyük bir îtina ile alırlardı. Hicaz'da bulundukları vakitler, Beytullah ve Mescidi Nebevî'ye beş vakit muntazam bir şekilde devam ederlerdi.
Hemen hemen vakitlerinin çoğunluğunu, namaz, niyazla geçirirler, pek yorgun olarak istirahate döndüklerinde, müracaat edenlerin gönülleri olsun deye, bir miktar sohbet ederlerdi.
Zahiren bedenleri pek zayıf ve nahif ise de, Rabbül alemin hazretlerinin kendilerine bahşetmiş olduğu istisnaî bir mukavemet, dirilik şevk ve huzur içinde, ibadetlerine ara vermeden devam ederlerdi.
Bilhassa son yaşlılık zamanlarında, yatağın örtüsünü açmadan, yorganın üzerine, giyimli olarak uzanıverirlerdi. Yatak içine girmeği, uzanmak ve tekrar giyinmeği, zaman kaybı telakki ederlerdi.
Çünkü tam Allah dostları zamanlarını kibrit-i ahmer telakki ederler ve ona göre değerlendirmesini de bilirler. Farz namazlarını vaktinde kılarlar, diğer teheccüd, işrak, duha ve evvabin namazlarını da, farzmış gibi vakitlerinde eda ederlerdi.
Sevdiklerine, evladlarına daima dürüst, müstakim olmalarını tavsiye ederler, istikamet ve ihlasın her mü'min üzerinde farz-ı daim olduğunu tekrarlarlardı. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:37 | |
| YARADILANA KARŞI ŞEFKATLERİ
Takriben 1968 senelerinde, Medine-i Münevvere'de hac dolayısıyla merhum Seyyid Ha-sen Efendinin evine inilmişti. Evin yapısı eskimişti.
Rutubetli idi. Eski Medine-i Münevvere evlerinin alt katlarında rutubet dolayısıyla, yılan, akrep, kertenkele gibi ürkütücü haşerat eksik olmazdı.
Muhterem Üstaz hazretlerinin yatakları, yukarı kata yıkmaları külfetli olması bakımından, alt kata yapılmıştı.
Aynı katta bir delik vardı. Bir yılan çıkar, dolaşır, bir müddet sonra, deliğine girer kaybolurdu. Bu vaziyet fakire hayli endişe veriyordu.
Nihayet bu vaziyetten dolayı yataklarının birinci kata nakledilmesini düşünerek, kendilerini vaziyetten haberdar etmeği muvafık gördüm, ve vaziyeti anlattığımda en ufak bir telaş göstermeyip: Kendi haline bırakınız, buyurdular.
Hayvanın itlaf edilmesine öldürülmesine müsaade etmediler. Çünkü Halik Teala'dan korkan, hiç bir mahluktan korkmaz. En yırtıcı hayvanlar bile Allah dostlarına bir zarar vermezler.
Yine bir hac mevsiminde idi. Muhterem Üstaz ve evladları Mekke-i Mükerreme'de, Beytullah Mescidine yakın, Türkistanlı, Abdüssettar Efendinin Ciyad semtindeki evinde idik.
Efendi hazretlerinin odası, sokağa karşı, refikleri olan, bizlerin ise içe doğru idi. __________________ Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir, ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin!" (İsrâ, 37) | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:37 | |
| Bir öğle vakti, bulunduğumuz odanın kapısına kadar teşrif ettiler, ve "Dışarıda birisinin galiba yemeğe ihtiyacı var," buyurdular.
Fakir, hemen verilecek yemekleri hazırlayıp, kapıya çıktığımda kimseyi göremedim.
Beklemeyip, gittiğini tahmin ederek geri döndüm. Sekiz on dakika geçmişti ki, tekrar kapıda göründüler. "Tekrar geldi, içeriye bakıyor," buyurdular.
Tekrar yemekleri alıp kapının önüne çıktığımda, dilini dışarıya çıkarıp içeriye bakan hayvancağızı, yani acıkmış olan köpeği gördüm.
Hemen yemekleri olduğu gibi önüne boşalttım. Çok acıkmış idi ki, hepsini yeyiverdi.
İşte büyüklerin nezaket ve tevazuu böyle olur. Kelbi, yani köpeği cins ismiyle çağırmamış, kişi tabirini kullanmıştı.
Hatta çok zaman hayvanlara, Allah mahluku yerine, Allah'ın kulu tabirini kullanırlardı. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:38 | |
| ESERLERİ:
Muhterem Üstaz hazretleri, bilhassa son senelerdeki her ziyaretimde, büyük göz nuru ve emek vererek te'lif ettikleri sohbet kitaplarının, külliyetli miktarda basılmasını, hatta her evin kütüphanesinde bulunması lüzumunu tekrar ederlerdi. Elhamdülillah bu mühim eserler basılmış ve okuyanların istifadesine sunulmuştur.
Her eser, üçer beşer defa basılmıştır ve basılmaktadır. Bu eserler zahiren tarih ve menakıb kitabı gibi ise de, hakikatte ilmi nafî', yani en lüzumlu bilgilerle mücehhez olup, tefsir, hadîs, siyer, menakıb, askerî, mülkî, iktisadî, ahlakî, içtimaî bahisleri, aynı zamanda tasavvufî, fıkhî, feraizi daha tadad edemeyeceğimiz bir çok mühim konuları kendisinde cem eder.
Yayınlanan eserler aşağıda gösterilmiştir:
1. Hazreti İbrahim aleyhisselam
2. Hazreti Yusuf aleyhisselam
3. Yunus ve Hud Süreleri Tefsiri
4. Bedir Gazvesi ve Enfal Süresi Tefsiri
5. Uhud Gazvesi
6. Tebük Seferi
7. Hazreti Ebûbekir radıyallahu anh
8. Hazreti Ömer radıyallahu anh
9. Hazreti Osman radıyallahu anh
10. Hazreti Ali radıyallahu anh
11. Hazreti Halid îbni Velid radıyallahu anh
12. Ashab-ı Kiram radıyallahu anhüm (1-2)
13. Musahabe (1-6)
14. Mükerrem însan
15. Fatiha Süresi Tefsiri
16. Bakara Süresi Tefsiri
17. Dualar ve Zikirler
Muhterem Üstaz hazretlerinin bu basılan eserlerden başka, yedi, sekiz ciltlik kadar, henüz basılmamış sahife halinde mühim notları mevcuddur.
Muhterem Üstaz hazretlerinin, eserlerinin sür'atle basılmasını arzu etmesi, bu asra en uygun bir bilgi hazinesi olduğu içindir. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:38 | |
| Sevenlerin Bakışıyla
Çarşambalı Ali Haydar Efendi (kuddise sirruh)
Alim, fazıl, kâmil, zülcenaheyn, her türlü meziyetlere sahipti. Nakşî silsile-i aliyyesi meşayihindendi. 1961 miladi senesinde irtihal-i dar-ı beka eylemişler ve şehitlik mezarlığına defn edilmişlerdir.
Muhterem Üstaz hazretlerine karşı daima şu hitapta bulunurlardı:
Manevi dereceni gizle bakalım! Öldüğüm de cenaze namazımı muhakkak sen kıldıracaksın.
Bir defa Üstaz hazretleri uzun bir yolculuğa çıkmışlardı. Buna pek üzülen, Ali Haydar kuddise sirruh:
Ya benim cenaze namazımı kim kıldıracak? Keşke bu yolculuklarında yerlerine birisini tayin etselerdi de namazımı, o kimse kıldırsaydı, buyurmuşlardı.
Bu sözler üstazın, üstaza ne kadar samimiyetle bağlı ve hürmetkar olduğunu göstermektedir.
Filvaki vefatlarında, Mahmud Sami hazretlerinin, imamete geçmek adetleri olmadığı halde, imamete geçip kesîf bir cemaate cenaze namazlarını kıldırmağı kabullenmişlerdir. | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) 01.03.10 22:38 | |
| [size=16]Safranbolu'lu Hacı Nuri (kudisse sirruh)
Erbilli hazretlerinin kıdemli hulefasından olup gayet zarif ve nazik bir zattı. Sarıyer'de otururlardı.Takriben 1967 senelerinde irtihali dar-ı beka eylemişler ve Sarıyer mezarlığına defnedilmişlerdir.
Muhterem Üstaz hazretleri kıdemli hulefa olması bakımından bayramlarda en evvel kendisini ziyaret ederdi.
Ziyaretine gidenlere ilk suali:
"Benim melek sıfat Sami Efendi'den ne haber getirdiniz?" olurdu.
Mahir İZ (Rahmetullahi aleyh)
Edib, şair, mütefekkir, Mehmed Akif merhum hayranlarından. Te'lif eserleri mevcuddur. İlk devirlerinde tasavvufa karşı olanlardan idi. Mahmud Sami kuddise sirruh'un sohbetlerin-de bulunduktan sonra eski görüş ve fikrinden tamamen dönmüş, hakikati layıkıyla anladığı için, seyrü süluk yoluna ihtiyacını benliğinde hissetmiş, kurtuluş ve rahatlığı muhterem üstazın eteklerine yapışmakta bulmuş ve Hak erenleri yoluna ispat-ı vücud etmiştir. Sözleri:
"O Hazret-i Samî'dir. Biz devri saltanattan beri neler gördük neler, fakat böylesine tesadüf etmedik."
Yavuz Sultan Selim Han
Padişah-ı alem olmak, bir kuru kavga imiş, Bir veliye bende olmak, cümleden ala imiş,
buyurmuşlardır.
Es'ad Erbili kuddise sirruh, Divanında:
Vardıkda piri kamile taş olsa dil yumuşağ olur Fir'avn ise nefsin yakın bir mûrdan alçağ olur Oldunsa vakıf aczine edna amel bir dağ olur Çürüklerin hep sağ olur, zehrin kamu bal yağ olur Dağlar yemişli bağ olur cümle cihan bostan sana http://www.ihvanforum.org/islami-onderler/ | |
| | | | RAMAZAN OĞLU MAHMUT SAMİ EFENDİ'NİN YAŞAM TARZI (musa topbaş) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|