Ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye yeni müslüman olmuştur. Namazda konuşulmayacağını bilmemektedir. Ve bir gün Efendimiz (sav)'in arkasında cemaatle namaz kılarlarken konuşur.
Hapşıran birine:
-"Allah sana merhamet etsin." der.
Namazın bozulacağından ötürü telaşlanan müslümanlar, el kol işaretleri ve bakışlarıyla uyarıp, onu susturmak isterler. Bu durum Muaviye'yi daha da heyecanlandırır ve konuşmaya devam eder:
-" Ne var, ne bakıyorsunuz? Hiç bişey anlamadım."
Müslümanlar bu kez de elleriyle bacaklarına vurarak muaviye'yi sustururlar. En sonunda namaz biter. Fakat Muaviye heyecan ve suçluluk duygusundan ter içinde kalmıştır.
Efendimiz (sav) yanına sokulur:
-" Namaz kılarken" der, dünya ile ilgili konuşulmaz. Namaz; tesbih, tekbir ve Kuran okumaktan oluşmuştur."
Muaviye bu olayı yıllar sonra "O'ndan daha güzel öğreten birini görmedim. Beni ne azarladı, ne de sövdü..." diye anlatır...