Erkegin hanımıyla görüşmesinde, otuz şeyi yapması lazımdır...
1- Ona karşı her zaman, güzel huylu olmalıdır.
2- Ona karşı her zaman, yumuşak davranmalıdır.
3- Eve gelince hanıma selam vermeli (yani selamün aleyküm demeli) ve nasılsın? diye hatırını sormalıdır.
4- Onu tenhada neşeli görünce, saçlarını tutup okşamalı, gülerek bus etmeli ve sarılmalıdır.
5- Tenhada üzüntülü görünce, onu çok sevdigini, acıdıgını söyleyip, halini sormalı, tatlı şeyler söylemelidir.
6- Yapamayacagı şeyleri bile, söz vererek gönlünü almalıdır. Çünkü o, evinde kapalı, başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış olan dostu, dert ortagı, ekmek vericisi, kendini neş'elendiricisi, çocuklarının yetiştiricisi ve ihtiyaçlarını gidericisidir.
7- Çocukları terbiyede; ona yardım etmelidir. Çünkü, bebek, anasına gece-gündüz aglayıp, hiç rahat vermez. Onu insafsızca üzen bir alacaklıdır. O halde, ona imdat edene, Allahü teâlâ yardım eder.
8- Hanımına, memlekette adet olan elbisenin, çamaşırın en kıymetlisini giydirmelidir. Ev içinde, her istedigi güzel şeyleri giydirmelidir. Sokaga çıkarken, bunları da örtmeli, yabancıya göstermemelidir.
9- İyi şeyler yedirmelidir. Zengin ise, helal olan herşeyi almalıdır. Ona geniş, kullanışlı, sıhhi ve İslam hanımına yakışan elbise ve nefis ta'am te'min etmeyi, kendine borç bilmelidir.
Nafakasını sıkmamalı, israf da etmemelidir. Ailenin nafakasına verilen paranın sevabı, sadaka sevabından daha çoktur. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: Gaza için sarfedilen, köle azad etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için sarfedilen altınların en üstünü ve sevabı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevabıdır
Hiç olmazsa haftada bir kere tatlı yedirmelidir. Yemegi yalnız yememelidir, çoluk - çocukla yemek sevabtır. En mühim şey, nafakayı, helalden kazanıp, helalden yedirmektir.
10- Hanımını hiç dövmemelidr. Dünya işlerindeki kusuru için, acı, sert söylememelidir. Kadınların kalbleri ince, nazik ve akılları farklı oldugundan, birbirlerine haset edenleri çoktur. Bu bakımdan, bilhassa yeni evliler, uyanık olmalı, ana, kız kardeş ve başka kadınların, hanımını çekiştirmelerine aldanmamalı, böyle şeyler söylemesine fırsat vermemelidir. Böyle sözlere uyarak, hanımını incitmekten çok çekinmelidir.
Anası, kız kardeşleri için hanımının söylediklerine karşı da uyanık olmalı. Anaya eziyyet olunmasına hiçbir suretle göz yummamalıdır. Anasına, kendisi, hanımı ve çocukları, her halükârda saygı göstermelidir. Ana-babaya, kayınvalide ve kayınpedere hürmet, hizmet edilmesi birinci vazife olmalıdır. Büyüklerin rızasını, duasını almaya çalışmalı, hayır dualarını büyük kazanç bilmelidir.
11- Allahü teâlâ'nın emirlerini yapmak hususunda olan kusuru için, bir günden çok dargın durmamalıdır.
12- Hanımının huysuzluklarını, yumuşak karşılamalıdır. Çünkü, kadınlar, egri kaburga kemiginden yaratılmıştır. Akılları ve dinleri erkeklerden azdır. Erkege emanet olunmuşlardır. Gülerek tatlılıkla geçinmek için alınmışlardır.
13- Hanımının ahlakında bir degişiklik görürse, kabahati kendinde bulup, ben iyi olsaydım, o da böyle olmazdı, diye düşünmelidir. Evliyadan birinin hanımı, huysuz idi. Buna hep sabreder, soranlara derdi ki, eger onu boşarsam, ona sabredemiyen biri alır da, ikisinin birden felakete düşmelerinden korkarım. Büyükler buyurmuş ki, bir kimse ailesinin huysuzluguna sabrederse, altı şey ziyandan kurtulur: Çocuk dayaktan, tabak-bardak kırılmaktan, ahırdakiler dövülmekten, kedi sövülmekten, misafir gücendirilmekten, elbise yırtılmaktan kurtulur.
14- Hanımı kızınca, susmalıdır. Böylece kadın, pişman olup, özür dilemege başlar. Çünkü, o zayıftır. Susunca maglup olur.
15- Hanımının iyiligi çogalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli ve Allahü teâlâ'ya şükür etmelidir. Çünkü uygun bir kadın büyük ni'mettir.
16- Hanımı ile öyle olmalıdır ki, kocam beni herkesten çok seviyor, bilsin!
17- Bakkal, kasap, çarşı, pazar işlerini asla ona bırakmamalı. Evin idaresinde, onun fikrini sormalı. Dışarıdaki büyük işleri söyleyerek, onu üzmemelidir.
18- Hanımının cahilce hareketleri için, daima uyanık bulunmalıdır. Çünkü Âdem babamız, ehli olan Havva anamızın daveti üzerine, yanlış iş işledi. Evde hakim, amir, erkek olmalıdır. Kadın degil.
19- Hanımının, günah olmayan kusurlarını görmezlikten gelmelidir. Günah iş ve sözden vazgeçmesini ve namaza, oruca ve gusül abdesti almaga devam etmesini tatlı ve yumuşak sözlerle nasihat etmelidir. Kıymetli elbise ve ziynet eşyası alacagını va'dederek ibadetleri yaptırmalı, günahlarını önlemelidir.
20- Hanımının ayıplarını, sırlarını, herkesten gizlemelidir.
21- Hanımına latife, şaka yapmalı ve kadının seviyesine inip onu hoşnud etmelidir. Nitekim, Allahü teâlâ'nın sevgilisi "sallallahü aleyhi ve sellem", ezvac-ı mutahharasına karşı, insanların en zarifi idi. Hatta bir kerre Âişe radiyallahü anha ile yarış etti. Âişe validemiz geçti. Bir daha yarış ettiklerinde, Server-i alem (sallallahu aleyhi ve sellem) geçti. Müslümanın ehli ile oynaması, boş ve günah degildir, sevaptır.
22- Hanımını cadde üstünde, parklara, oyun yerlerine, spor sahalarına, mekteplere karşı olan evlerde oturtmamak, yabancı erkekleri görmesine, onlarla konuşmasına sebep olmamaktır. Müslümanlar, ailesini, iyi havalarda, çayırlara, su kenarlarına, haram bulunmayan, kalabalık olmayan yerlere götürerek gezdirmeli, hava aldırmalıdır. Tatil günlerinde, kalabalık zamanlarda gezdirmemelidir.
23- Hanımını tahsile, vazifeye, fitneye sebep olan yerlere göndermemektir.
24- Hanımına Kur'an-ı kerim okumasını, farzlardan, haramlardan ona lazım olanları, ögretmelidir.
25- Cinsi münasebette, hanımı rahatlanmayınca feragat etmemelidir. Dört geceden fazla ara vermemelidir.. Hayız halinde, yani adet zamanında, ona takarrüp, yaklaşmak haramdır. Büyük günahtır. Âdet (regle) on günden sonra kesilirse, gusül etmese bile, münasebet caiz olur. On günden önce, adet tamam olunca kesilirse, gusül ettikten veya bir namaz vakti geçtikten sonra caiz olur. On günden ve adetten önce kesilirse, gusül etse dahi adeti olan günler tamam oluncaya kadar, ailesi ile münasebet caiz olmaz. Fakat, bu zaman içinde namaz kılması ve oruç tutması lazımdır.
26- Hanım, yalnız evde, kocasına karşı süslenip, başka kimselere süslenmemelidir.
27- Hanımından izinsiz sefere, hatta nafile hacca gitmemelidir. Sefer, insanın adi yürüyüşü ile üç gün, üç gecelik yani 104 km.lik yoldur.
28- Hanımı namaz kılıyor ve erkegine itaat ediyorsa, ondan başka evlenmemelidir. Zira hanımları arasında adalet ve eşitlik yapmıyanlar Cehenneme gideceklerdir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "İki hanımı olup da, ikisine eşit bakmayan kimse, kıyamet günü, mahşer meydanına yarısı egrilmiş olarak gelecektir."
29- Hanıma, gamını, kederini, düşmanlarını, borçlarını söylememelidir.
30- Ona, yanında ve yanında olmadıgı zamanlarda, hep hayır dua etmeli, fena dua etmemelidir. Çünkü, gece-gündüz onun için çalışmaktadır. Onun ekmekçisi, aşçısı, terzisi ve hamamcısı ve malının bekçisi ve yoldaşı ve munisi ve yarı ve nigarıdır. (Ma'rifetname'nin yazısı burada tamam oldu.)
İmam-ı Gazali buyuruyor ki, "Erkeğin vazifelerinden onikincisi, hanımını boşamamasıdır. Zira Allahü teâlâ, bütün mübahlar [yani izin verdigi şeyler] içinde yalnız, talak vermeyi [yani boşanmayı] sevmez, zaruret olmadıkça, birini incitmek caiz degildir."
Dinini bilen ve seven erkekler, her hareketinde dine uyarak, hem kendilerine, hem de aile ve akrabasına ve bütün mahluklara hayırlı ve faideli olur. Bunun için, kızını seven ve onun dünyada ve ahirette mes'ud olmasını isteyen, kızını Müslüman ve salih kimselere vermelidir. Mal ve apartman ve mevki sahibi degil, din ve ahlak sahibi damat aramalıdır. Peygamberimiz buyurdu ki, "Bir kimse, kızını fasıka verirse, Allahü teâlâ'nın emanetine hiyanet etmiş olur. emanete hiyanet edenlerin gidecegi yer, Cehennem'dir." Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kızını fasıka veren kimse, mel'undur." (Fasık, kendini ve ailesini haramlara, günahlara sokan kimsedir.)
Erzurumlu İbrahim Hakkı;Marifetname