Kalbin kapısı nasıl açılır?
Kalbin kapısı nasıl açılır?
''Ey iman edenler!Sabırla ve namazla (Allah Teala'dan) yardım isteyin.Muhakkak (Allah Teala Hazretleri'nin yardımı) sabredenlerle beraberdir.(BAKARA SURESİ-152)
Ayetimiz de Mevla Teala iki şeyle (sabretmekle ve namazla) benden yardım dileyin buyuruyor.
Şimdi dünya halkı sabrı bıraktı, namazıda bıraktı.Peki maksudlarına nasıl kavuşacaklar?
Allah'u Teala Hazretleri'nin yardımından mahrum kalan Musa (Aleyhisselam) ın kavmini hatırlayalım.Musa (aleyhisselam)'a muahlefet etmeleri sebebiyle Tih sahrasıda 40 sene mahkum bir halde kalmışlardı.Mevla Teala Hazretleri onlar hakkında:
''Buyurdu ki ' Şüphesiz orası (Beyt-i Mukaddes arazisi) onların (o isyankar israiloğullarının) üzerine 40 yıl haram kılınmıştır.Orada (bulundukları Tih sahrasında) hayeret içerisinde dolaşacaklar.Artık o fasıklar kavmine acıma''(Maide 26)
Beni İsrail, güneşin altında sabahtan yola çıkıyorlar bir de akşam bakıyorlar ki aynı yerdeler.Tam 40 sene! Bundan anlaşılıyorki insan evinin yolunu bulamaz.Hatta bir odadan diğer odaya geçemez.Her an Mevla'nın yardımına muhtacız.Zira Allah zülcelal'den başka kimse hiçbir şeye kadir olamaz.
Bir ayeti kerime de bunu teyid etmektedir:
''Eğer Allah(-u Teala) size yardım ederse artık size galip olacak kimse yoktur.Ve eğer sizi (yalnız bırakırda) zelil ederse, artık ondan sonra size yardım edecek kimdir?''( Ali İmran 160 dan)
Herhangi bir müşkille karşılaştığımız vakitte mutlaka o müşkülün halli için yardım istememiz lazımdır.Ne ile? Ayet-i kerimenin mucibince, sabretmekle, namaz kılmakla.O iş oluncaya kadar niye gecikti dememeli, ümidsiz olmamalı, sabretmeli, namaz kılmaya devam etmelidir.O iş Allah'ın yardımıyla olur.
Şimdi bizim eksiklerimizi tamamlamak ve milleti islama davet etmek gibi büyük bir davamız var.Buna ancak Allah'In yardımıyla erebiliriz.
Bu nedenler hergün istiane (yardım talebi) namazı kılmalıyız, Mevla'ya yalvarmalıyız.İtikatımız, amellerimiz, ahlakımız islamın emrettiği gibi olsun.
Her işte Mevla Teala Hazretlerine muhtaç olduğumuzu çok iyi bilmeliyiz.Her işe başlarken besmele çekmeliyiz.Mesela; yemek yemeye besmele çekerek başladığımızda,''ağza alınışında, çiğnenişinde, yutuluşunda, yemek borusundan geçişinde, mideye faydalı olup, zararlı olmayışında Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismi ile başlıyorum'' demek istemiş oluruz.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismi ile başlarsak o zaman yardım olur.Peygamberimiz (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki:
''Şerefli ve kıymetli her hangi bir işe Allah'In ismiyle başlanmaz ise o iş hayırsızdır''.
İslamın emrettiği, müsade ettiği her iş şereflidir.Neüzübillah kumar oynayan şerefli değildir, rezalet sahibidir.Keza gıybet etmek, söz taşımak, yalan söylemek, fesatlık koparmak için gezmek...Bunlar şerefi olmayan işlerdir.Şerefli iş; Kuran-ı Kerim öğrenmek, öğretmek, emri ile amel etmek, ihlası kazanmak ve kazandırmak, iyi niyet etmek ve ettirmektir.Böyle böyle ta ki zikri kalbe yerleştirinceye kadar çalışmalıdır.
Mevla Teala'dan yardım istemekte Yüce Allah'ı unutmamak vardır.Unutmamak mes'elesi varya çok büyük meseledir.Şu ayeti kerime de Mevla Teala kendisini unatanlar için:
''Allah'ı unuttular.Allah (celle celeluh) da onları unuttu'' (Tevbe 67 den)
Bir şey ki Mevla'nın bizi unutmasına (unutma muamelesi yapmasına) vesile oluyor, ondan daha kötü birşey yoktur.Mevla Teala'nın bizi unutması, rahmetinden ve fazl-ı kereminden taksim ederken bizi mahrum etmesi, bize vermemesi demektir.İşte Allah'ı unutmamanın ilacı ise bu ayet- kerime de buyurulduğu üzere:
''Beni zikredin, ben de sizi zikredeyim'' (Bakara 152) ayeti celilesidir.
Her ibadette, her işte huzur-u kalp lazımdır.Kimden yardım istediğini, kimi zikrettiğini, kime şükrettiğini, kim için kıyamda durduğunu, kime eğildiğini, kime secde ettiğini bilmek lazımdır.Mevla Teala Hazretleri:
''Beni hatırlamak için namaz kıl'' (Taha 14 den) buyuruyor.Her ibadette emir böyledir.Şu ayeti kerime de de:
''Ey iman etmiş olanlar!Allah'ı çokça zikretmekle zikredin.Ve O'na sabah akşam tesbihte bulunun''(Azhab 41)
Şimdi zikrullah'ın her an lazım olduğunu şöyle anlayalım.Güneş doğduğu vakitte her yerı aydınlatır.Ancak kapısı, penceresi kapalı olan evlerin içerisine girmez.Buna sebep güneş midir yoksa evin sahibi mi? Işınlar kapıya kadar gelmeseydi güneş suçlu derdik.Fakat güneşin ışınları evin önüne gelmiştir.Kapılar, pencereler açıksa güneş, oralardan eve girecektir.Güneşin mevsimlere göre doğma ve batma arasında ki aydınlatma saatleri bellidir.Ama Allah'u Teala Hazretlerinin feyzinin doğma ve batması yoktur.
O, daimi tulü halinde (parlamakta) dır.Sakarya nehrinin bir an kesildiğini bilen var mı?Fırat, Nil nehrinin bir an kesildiğini bilen var mı? İşte onların suyunu devamlı akıtan Mevla Teala ve Tekaddes Hazretleri bize de feyzini devamlı akıtmaktadır.Devam eden bu feyizden kulun istifade edebilmesi için kalbini açık tutması lazımdır.Göğüsümüzün sol tarafında bulunan kalbimiz Rasulullah'ın buyurduğu üzere:
''Mü'minin kalbi Allah'ın evidir.Müminin kalbi Rahman'ın arşıdır.Müminin kalbi Allah'ın hazineleridir.''
Kalp feyze ne ile açılır?Zikretmek ile, hatırlamakla.Zikretmekle Mevla Teala'nın feyzi giriyor, zikredilemediği vakit Mevla'nın feyzinden mahrum kalınıyor.Adalet-i ilahiye böyledir.Allah'u Teala dileseydi o feyzi her durumda devamlı indirebilirdi.Ama kalbe feyzin gelmesini Allah-u Teala kula verdiği irade-i cüziyyeye bağladı.İşte bu nedenle de:
''Allah'ı çok zikretmekle zikredin(ki kalbiniz feyze açık olsun)'' buyuruldu.
İnsan ne kadar çok zikredese o kadar çok feyiz gelir.Bakınız'Dikkat ediniz! Rabbimiz önce O'nu çok zikretmemizi istiyor.O çok zikretmekle emrolunduğumuz Allah var ya! O çok büyüktür.Rahmet yağdırıyor, sevgi yağdırıyor, nur yağdırıyor.
Ayeti kerime de buyuruluyor:
''O Halık-ı Kerim'dir ki sizi zulmetlerden (karanlıktan) nura çıkarmak için melekleriyle beraber size rahmetini gönderir.Ve (Allah) müminler için pek merhametli bulunmaktadır.''(Azhab 43)
Ali Haydar Efendi (kuddise sirrahu) buyurdu ki:''Böyle bir ayet hiçbir ümmet hakkında nazil olmadı''
Cenab-ı Hak Peygamberi hakkında ne buyurduysa biz aciz ümmetine de aynı şeyi lutfetmiştir.Peygamberimiz hakkında:
''Muhakkak Allah(-u Teala) ve melekleri peygamber üzerine salatta bulunurlar.Ey iman etmiş kimseler! O'nun üzerine salatta ve tam bir teslimiyetle selamda bulunun.''(Azhab 56) buyurmuştur.
O vermekte devamlıdır.Biz almakta gevşeğiz.Eğer kalbimizi açık bulundursak, oraya devamlı bir nur yağacak, şeytan ve nefis tesirsiz kalacak.İmam Masum Hazretlerinin mektubatında okudum.:Şeytan bir adama diyor ki:''Kalbinin her yerini zikrullah ile dolurdun.Bir boş yer yok ki sokulayım''
Şeytan ateşten yaratılmıştır.Ateşin nur karşısında dayanma gücü yoktur.Nitekim bir mü'min sırattan geçerken ateş ona seslenecektir:''Çabuk geç, senin nurun benim ateşimi söndürüyor''
Zikreden kalp nur ile doludur.Şeytan ise böyle kalplere giremez.Öyleyse bizimde daima zikir üzere olup böyle bir kalbe sahip olmaya çalışmamız gerekir.
Mevla Teala Hazretleri şöyle buyuruyor:
''Haberdar olunuz ki!Kalpler ancak Allah'ın zikri ile mutmain olur''(Rad 28)
Mutmain oluyor demek, yerleşiyor, rahat ediyor, huzura kavuşuyor, vesveselere evhamlara, ümidsizliklere yer kalmıyor.Böyle bir kalp sağlam bir kalptir.
Zikir bütün hayırların kapısıdır.Zikretmek en büyük matlub ve maksattır.Zira hakkında:
''Ve zikrullah herşeyden büyüktür''(Ankebut 45) buyurulmuştur.İnsan Allah-u Teala'nın kendisine nur vermesini istiyorsa, kalbini zikrullah ile devamlı açık tutacak.
Mısra:
''Padişah konmaz saraya, hane mamur olmadıkça''
Bir insan dahi, kirli, tozlu, dağınık olan bir eve girmek istemez.Bir hadisi kudside de şöyle buyuruluyor:
''Beni yerim göğüm almaz.Ancak mümin kulumun kalbi alır''
Yerler ve gökler ne kadar geniş ise de mekaniyet üzeredir.Allah Teala ise lamekanidir.La mekani olan, mekana sığmaz.Allah Teala kalibi la mekaniyet (mekansızlık) üzere yarattı.Onun için ''Mümin kulumun kalbine sığarım'' buyurdu.
(ALINTI)