RavzaGul.com
|
|
| Arif Nihat Asya Şiirleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:06 | |
| Bayrak |
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü Kızkardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü. Işık ışık, dalga dalga bayrağım, Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder... Gölgende bana da, bana da yer ver! Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar! Yurda, ay-yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındık; Dağlardan çöllere düşürdüğü gün Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı... Yüksek yerlerde açan çiçeğim; Senin altında doğdum, Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, herşeyim; Yer yüzünde yer beğen: Nereye dikilmek istersen Söyle seni oraya dikeyim! | Arif Nihat Asya |
En son nurgül tarafından 09.03.10 7:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:07 | |
| Yollar |
Varsın biraz da yollar çeksin benim cefamı Artık verin çocuklar, artık verin asamı!. Bir başka kainata, bir başka yurda yol var; Siz örtünün garipler siz örtünün abamı! Yorgun düşüp uzandım altında asumanın; Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamı. Şahane manzaraydı dünya sınırlarında Bir kubbenin rüku’u, bir zirvenin kıyamı.
Yükseklerinde ömrün dağlar, sular kovuklar: Yükseklerin diliyle tekrar edin nidamı! Dağlar lisana geldi, gökler lisana geldi; Şerh oldu Mesnevi’den yıldız Şerh oldu Mesnevi’den yıldızların kelamı. Şeffaf mavinizden abdest alıp el açtım Artık yakındayım, ey gökler, duyun duamı! | Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:09 | |
| İnanmak |
Bardaktan seni içmek Seni teneffüs etmek havada... Dolaşmak, dolaşmak sana dönmek Seni bulmak yuvada...
Yolumuzda aylar, yıllar Basamak basamak... Basamakların çıkamadığı yere Kanatlarınla çıkmak...
Boşaltmak takvimden günleri Günlerin üstünden yollara bakmak Rüzgarla esmek, sularla akmak...
Baharı yollamak yollara Alıkoymak bir nisanın tadını... Dışarda herkes gibi seslenmek sana Ve koynunda söylemek asıl adını...
İnanmak, inanmak, inanmak Ninnilerinle uyuyup, türkülerinle uyanmak... | Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:11 | |
| Fırat |
Şu mavi dağların uzaklarında Bir akar suyun adıdır "Fırat" Ve sevdiğim çocuğun dudaklarında Sevdiğim bir türkünün adı... Türkünün tadına karışır Söyliyen dudakların tadı.
Ey beyaz çocuk, sarışın çocuk, Dilinde herşey güzelleşen Cana yakın çocuk... Kızım, kardeşim...
Günler, geceler ötesi, Gelirse beklediğim Masal gecesi; Şu fani dünyada her murad olsun Ve senden doğacak kızımın Adı "Fırat" olsun!
| Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:12 | |
| Dağlara |
Doruk beyaz, dere mavi; Etekler, yeşil çuhadan.. Dağlar, koskoca dünyayı İkiye böler ortadan... Ki nesi kalır dünyanın Dağları çeksen aradan?
Kartal, süzülür yuvadan; Yuvası vardır kayadan. Dağlarda kartopu diye Birbirine ay atan Kızlar... ki dudakları al... Alları, değil boyadan.
Dağ uykulariyle mahmur Yüzlerini, gün doğmadan, Seyrederler, ya suyun ya Ayın tuttuğu aynadan.
Yaratırken şu dünyayı Yeri, göğüyle yaradan, Dağı sahiden yaratmış, Geri kalanı şakadan! Kurtlarına helâl olsun Ne alırlarsa ovadan! | Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:13 | |
| Dağlar |
Çekmece'den, Maltepe'den ileri Gitmemiş Sadabat çelebileri Alem tepesine Alemdağ derler Dağlar var karanlık, dağlar var beyaz Korka, korka eteklerinden öper yaz Babadağ, Gavurdağ, Kocadağ, Ilgaz Kubbelerdir, dolaşılır aşılmaz Tendürek'te, Kop'ta, Palandöken'de Kurtların payı var, gelip geçende Ki alırlar vermek istemesen de
Medetsizler, Aklar, Nurlar, Yıldızlar Karalar, Kızıllar, Bozlar, Yağızlar Karla dolar 'imdat' diyen ağızlar Yollar kesen, haraç alan dağlar var. Dönmez misiniz, ey yolda kalanlar Yolcular, garipler, garip çobanlar Allahuekber'de tekbir alanlar Ovalar, konaklar, yollar aşırı Birbirini selamlayan dağlar var.
Sarkarken Cudi'nin karları dal dal Bir yıldız kayar ki tutuşur çamlar Bir kızıl şehrain olur akşamlar Tacı tahtı olan karlı dağlar var Tüter sarı çiçek burcu burcudur, Yazın ya mor, ya da turuncudur. Ve kışın dünyanın öbür ucudur. Dağlar batının yangınlarında kor, Dağlar var adları, Nemrut, Balahor.
Kayışdağı kim, Alemdağ kim oluyor? Lakin ufku görünce birden yoksul, Dağ yerine kubbe yapmış İstanbul Kurşun şamdanlarda mumlar fildişi, Ki pırıltıları sularda pul, pul. | Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:15 | |
| D-3 |
Yatırırken bu sedef kakmalı şimşir beşiğe Neyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı?
Perdelerden taşırıp neyleri çığlık çığlık Neyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Bir ipekten ve köpükten yaratılmış yumuşak Tüyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Kıyılardan, ovalardan dererek inciyle, Çiyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Gece, mehtâbı elekten geçirip kirpikler Ayla kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Mesnevî'sinde bir altın lüleden nûr akıtıp Öyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
'Bu yürek durmayacaktır' dediler.. esmâdan 'Hay'la kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Sakalar doldurarak kırbaların Kevser'den Meyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Ve açıp ağzını Nîsan Tası'nın Besmele'ler Suyla kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Rûhlardan, kokulardan, durulardan duru bir Şeyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı.
Ulu Tûbâ'ların altında gönüller, eller Böyle kundakladılar Hazret-i Mevlânâ'yı | Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:16 | |
| Çocuk ve Ağaç |
Çoçuk, çok sevdi ağacı... Verirdi ona, her kış Çiçekleri olaydı!
Ağaç, çok sevdi çoçuğu... Öperdi atın saçlarından Dudakları olaydı!
Ve ona öptürmek için, Eğilirdi yerlere kadar; Yanakları olaydı'
Dökerdi önüne hepsini Gümüşten, altından, sedeften Oyuncakları olaydı!
Ve çoçuk gittikten sonra, Böyle kalır mıydı ağaç? Ne olurdu onunda Bacakları olaydı, Ayakları olaydı!
| Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:17 | |
| Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor |
Şehitler tepesi boş değil, Biri var bekliyor. Ve bir göğüs, nefes almak için; Rüzgar bekliyor. Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye; Yattığı toprak belli, Tuttuğu bayrak belli, Kim demiş meçhul asker diye? Destanını yapmış, kasideye kanmış. Bir el ki; ahretten uzanmış, Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler! Öpelim temizse dudaklarımız, Fakat basmasın toprağa, temiz değilse ayaklarımız. Rüzgarını kesmesin gövdeler Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler. Geri gitsin alkışlar, geri, Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri! Ona oğullardan, analardan dilekler yeter, Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter! Söyledi söyleyenler demin, Gel süngülü yiğit, alkışlasınlar Şimdi sen söyle söz senin. Şehitler tepesi boş değil, Toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için; Rüzgar bekliyor! Destanı öksüz, sükutu derin meçhul askerin; Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye Yattığı toprak belli, Tuttuğu bayrak belli, Kim demiş meçhul asker diye?..
| Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:18 | |
| Balıklıgöl |
Senin ey gönül, siyah balıklarına Yem atar yolcular, gelip, burdan Ver derinden bakanların gözüne Görünür bir beyaz balık, nurdan.
| Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:19 | |
| Ayak İzleri |
Varlığından şu güzel ülkeyi kurtarsak da; Adımından kalan izler, lekedir toprakta!
| Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:20 | |
| Anne |
İlk kundağın Ben oldum, yavrum; İlk oyuncağın Ben oldum!
Acı nedir Tatlı nedir... bilmezdin... Dilin damağın Ben oldum!
Elinin ermediği Dilinin dönmediği Çağlarda, yavrum Kolun kanadın Ben oldum Dilin dudağın Ben oldum
Belki kıskanırlar diye Gördüklerini Sakladım gözlerden Gülücüklerini... Tülün duvağın Ben oldum!
Artık isterlerse adımı Söylemesinler bana "Onun annesi" diyorlar... Bu yeter sevgilim, bu yeter bana!
Bir dediğini iki Etmiyeyim diye öyle çırpındım ki Ve seni öyle sevdim sana O kadar ısındım ki Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim Gün oldu, kırdın... İncinmedim; İlk oyuncağın, Ben oldum, yavrum Son oyuncağın Ben oldum...
Layık değildim Layık gördüler Annen oldum yavrum, Annen oldum! | Arif Nihat Asya |
| |
| | | nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Arif Nihat Asya Şiirleri 09.03.10 7:21 | |
| Alparslan |
Torunlarım dört yana, kol kol, gitsin; Malazgird'den İstanbul'a yol gitsin! Gelip sana çarpan gücü, yavaştan Anlamazsa, haritadan sil, gitsin!
Şehidlerim, Tanrı'ya, al al, gitsin, Yaralıma su verene bal gitsin!
Taclarını bir şey sanan gururlar Tahtlı gelip, taclı gelip kul gitsin! Fakat, harb bu: kalmak da var, ölmek de; Esir olup kalmaktansa öl, gitsin!
Şehidlerim uçmağa, al al, gitsin, Yaralıma su verene bal gitsin!
Çekilirmiş gibi davran merkezde İki yandan sağ yürüsün, sol gitsin! Olsa da son saatin son dakkası, Senden aman dileyeni sal, gitsin!
Şehidlerim, Allah'a, al al, gitsin, Yaralıma su verene bal gitsin!
Ve gönlünden kopup, bize bir yaprak, Bir tomurcuk gönderene gül gitsin. Düğünlerde tadı gelsin barışın: Kızlarıma duvak gitsin, tel gitsin!
Şehidlerim Huzura, al al, gitsin, Yaralıma su verene bal gitsin!
| Arif Nihat Asya |
| |
| | | | Arif Nihat Asya Şiirleri | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|