Vaktiyle bir meczup vardı.Onu bağlamışlardı.Dudaklarını oynatıp ALLAH'a gizlice bir şeyler söylüyordu .
Orada bulunan bir adam, meczubun ağzından çıkan yüce sırrı anlamak için dudağına kulak verdi. Meczup ALLAH'a diyordu ki:
"Bu senin divanen bir müddettir,seninle aynı evde oturmaktaydı.Fakat sen,eve onula birlikte sığamadın. Evde ya sen oturmalıydın, ya o. Hükmüne uydum ve evden çıktım işte. Madem ki sen varsın,bu meczup yok artık".
Ey Kardeş! Bu yolda bundan başka yol yok. Bizden ve benden daha kötü bir şirk ve günah yok. Bu daracık evden çık! Yükün ağır ,eşeğin de topal.Pılını pırtını topla da buradan mekansızlık alemine göç! Aşk burağına bin!Bilmiş ol ki, aşk yükünü ancak can beygiri çeker. Fakat ebediyet meydanına varmaya imkan yok! Belki padişah,ansızın seni, seçkin kulları arsına alır da kendine yaklaştırır.Ancak senin bu kapıda bulunman gerek. Bunun başka yolu yoktur.
Bu kapıda beklersen bir gün elbette padişahın huzuruna kabul edilirsin...