Eskiden köle pazarları olur, orada köleler satılırdı. Adamın biri kendisine çalışkan, dürüst bir köle almak için köle pazarına gitti. Satılan bir köle, dikkatini çekti. Sahibine, kölenin fiatını sordu. Sahibi:
- Ben bu köleyi satmak istiyorum ama, bunun bir kusuru var. Almak istiyorsan kusurunu bil de öyle al. Bu köle fitnecinin biridir, dedi. Adam:
- Amaaan canım. Bunun fitneciliğinden ne olacak. Ben onun fitneci olduğunu bildikten sonra birşey yapamaz, diyerek köleyi satın aldı.
Köle yeni sahibinin evine geldi. Bir müddet hiç birşey yapmadan doğru dürüst hareket etti. Satın alan adam da içinden, "Bu nasıl fitneci biriymiş doğrusu anlayamadım" diye düşünüyordu.
Günler böyle geçerken, fitneci kölenin, cibilliyetini ortaya koyması zamanı gelmişti. Önce evin hanımına gitti. Ağlamaklı vaziyette yaklaştı.
Kadın:
- Evladım neyin var? Niçin üzgünsün? diye sorunca, mühim bir sır verecekmiş havasına bürünerek:
- Ben kendim için değil, sizin için üzülüyorum, dedi. Kadın merakla sorunca:
- Kocanız sizin için hiç de iyi düşünmüyor.
Üzerinize evlenecek, dedi.
Kadını en hassas noktadan vurmuştu. Telaşa kapılan kadın:
- Ne yapmamız lazım, onu bu işten nasıl vazgeçiririz? deyince, köle birinci raundu kazanmış oldu. Dedi ki:
- Ben onun çaresini biliyorum. Sen onu öğle uykusuna yatır, uyusun. Uyurken usturayla çenesinin altından bir tek kıl kes, onu bana getir, gerisine karışma, ondan sonrasını ben hallederim.
Kadın denileni yapmak için düşüne dursun, köle kadının kocasına gitti; Aynen kadına yaklaştığı gibi, üzüntülü ve ağlamaklı bir vaziyette yaklaştı. '
- Efendim felaket! Kötü bir durumla karşı karşıyasınız, diye söze başladıktan sonra, "Karısının kendisini kesmek istediğini" söyledi. Adam inanmamak istediyse de şöyle diyerek kandırdı:
- İsterseniz gündüzden uykuya yatın. Uyumuş gibi yapın. Göreceksiniz ki, sizi kesmek için elinde usturayla gelecek.
Adam, kansını denemek için,
- Uykum var, ben biraz uyuyayım, diyerek uzandı. Bir müddet sonra da yalancıktan horlamaya başladı.
Fırsatı değerlendirmek isteyen köle doğruca kadına gitti.
- Hanımefendi tam zamanı. Kocanız uyudu. Usturayı alıp çenesinin altından tek bir kıl kesiniz, dedi.
Zavallı kadın saf saf, elinde usturayla kocasına yaklaştı. Usturayı kocasının çenesine yaklaştırdığı sırada, uyuyor gibi yapan adam aniden kalktı ve daha kadının cevap vermesine bile fırsat vermeden, elindeki usturayla kadıncağızı oracıkta kesiverdi.
Fitne daha tamam olmamıştı. Doğruca kadının akrabalarına giden köle:
- Ne duruyorsunuz? Enişteniz kızınızı kesti, dedi.
Kadının akrabaları durumu görünce, onlar da adamı öldürdüler. Bu sefer kocanın akrabalarına giden köle, onlara da:
- Karısının yakınları oğlunuzu öldürdüler, dedi.
Onlar da hadise mahalline geldiler. Baktılar ki hadise doğru. Onlar da kadının akrabalarına saldırdılar. İki taraf arasında büyük bir çatışma çıktı. Nice insanlar öldü. Bir fitneci sebebiyle birçok insan canından oldu. Bu hadise de göstermektedir ki fıtne çok büyük bir felakettir.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler