Zira kendisi gül devrini göremedi...2-3 sene irşad vazifesi yaptı...bedirde resul-ü ekremin yanında bulundu...uhudda da yanında olayım ya rasulallah dedi...22 yaşında vardı yoktu...bıyıkları henüz terliyordu...kılıkla kıyafetiyle rasulallah a çok benziyordu...Allah rasulü uhudda cübbesini çıkarıp sırtına giydiriyor...şu bugün senin sırtında dursun diyordu...O da şeref saydığı o cübbeyi sırtında taşıyordu...Allah rasulünü şehit etmeye gelen ibn-i kamie rasulallahı şehit ettim diye musab'ı buduyordu...
seve seve kolunu veriyordu...sağ koluna inip kalkan kılıç darbeleri karşısında kolu bir ağaç dalı gibi budanıp yere düşünce:Elhamdulillah rasulallah'ın kolu kurtuldu diyordu...sol kolu koparken Elhamdulillah rasulallahın kolu kurtuldu diyordu...başını uzatırken ( yazan,anlatan anlatıyor ) vur bi bu kaldı diyordu...boynunada darbe inince Elhamdulillah rasulallahın başı kurtuldu diyordu...kendisini bir hırkaya sarıp rasulallahın hırkasına sarıp;uhud'u sinesine gömüyorlardı...yapabileceği herşeyi yapmıştı...kafasını kullanmış irşad tebliğ vazifesi yapmıştı...gönlünü kullanmış güvercinler gibi yukarlara doğru çıkmıştı...cesedini Allah rasulünün önünde etten kemikten kaleden bir rükun olarak kullanıvermişti...sonrada uhud'un sinesine yıkılıp gitmişti...
sırtında parçalanmış cübbe kendisine kefen olmaya yetmeyince...ya rasulallah ne yapalım dediler...vücudu kapanmıyor...canım çıksın...yumuşak döşşeklerde yatan musab'ın vücudu kefen bulamıyordu...ne yapalım ya rasulallah???
''Avret yerini kapayın başı ayakları açıkta kalsın''diyordu.
ve o gün musab'ın yerine onun kılıcı elinde elinde bir melek rasulü ekrem'in önünde akşama kadar savaşıyordu...
Ebu naim naklediyor: ikindiye doğru güneş gurub ederken;rasulallah hala musab'ın savaştığını zannediyor...''-musab!!-'' deyince ben musab değilim diyor...musab taa sabahtan vefat etmişti...musab sabahtan doğranıp gitmişti...canı kalmıştı onuda Allah yolunda vermişti....