nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Firûzağa'da Bir Gönül Bahçesi... 22.02.10 20:37 | |
| Firûzağa'da Bir Gönül Bahçesi... Mustafa Özdamar
İsmail Rûmî Kadirî Âsitânesi Dergaha vardığınızda ilk dikkatinizi çekecek levha, öğüt almak ya da vermek için başka lafa hacet bırakmayan bir çift zarif sözdür: -Edeb Yâ Hû!.. Tarikat kurucusu "pîr"in türbesini içine alan tekkelere "pîr evi", hazirelerinde tarikat büyüklerinin makberleri bulunan tekkelere ise, âsitâne deniliyor. Tophane Firûzağa Mahallesi Kadiriler yokuşunda yer alan 503 ada 6 parsel sayılı İsmail Rumî Kadiriler Asitanesi bu özellikte bir dergah. Gönül pencereleri açık olan güzel insanların gayretleriyle hala davam eden devran-ı mukabele günü, salı! Şemseddin Sâmî Bey merhumun "Kamus-ul Âlam"ında (C.2. S. 950) "kibâr-ı meşâyîh-ı kâdiriyyeden" olan İsmail Rumî Hazretleri, Tosya'da doğmuş ve Kastamonu'da tahsil yapmıştır. Daha sonra Abdulkâdir Geylânî Hazretlerinin davet-i maneviyyeleriyle Bağdat'a giderek "batınını dahî zahiri gibi kemâlât ile tezyin ve tenvir etmiş ve ba'de pîr-i sanî künyesiyle Anadolu ve Rumeli diyarına irşada memur" olmuştur. Bu irşad memuriyeti sırasında kırksekiz yerde kırksekiz dergah açtığı söyleniyor kaynaklarda. En sonunda İstanbul'a gelerek Ayion Makaveen Kilisesinin harabelerini İslamla şereflendirip sevindirerek günümüze kadar yaşatılan güzel dergahını inşa ediyor. Şemseddin Sâmî Bey merhum'un ifadesiyle "bir çok şehir ve kasabaları geştü güzâr ve kırk mahalde namlarına mensub tekyeler bina ve imar ittikten sonra, Dersaadet'e gelerek, Tophane'de (Kadirhane) dinmekle meşhur Hankâhı inşa, ve en evvel bu diyarda tarîkat-ı kadiriyye üzre irşad-ı ibâd" etmişlerdir. "Sultan Ahmed" Cami-i şerifinin resm-i küşâdında Üsküdârî Aziz Mahmud Hüdâyî hıdmet-i hitabet ve tarîkat-ı Şemsiyye ricâlinden Abdulahad Nurî kürside icrây-ı va'z ü nasihat vazîfelerini ifa ittikleri gibi, sâhib-i terceme (İsmail Rumî) dahî tarîkat-ı kadiriyye üzre zikrullah icrâsını deruhte eylemişlerdi." Halen Hacı Pîrî Kadirîhâne camii adıyla ibâdete açık olan bu güzelim mabedin yerinde vaktiyle Hacı Pîrî, (ol. 1040 H) nin bağları ve bostanları varmış. Hepsini Allah için bu dergahın kurumlaşmasına adamış. İstanbul'da devran-ı mukabeleye açık oldukları yılların özellik ve güzelliklerini koruyabilen beş-altı dergâhtan birisi İsmail Rumî Kadiriler Âsitânesi. Boğazkesen caddesinde yedi başlı ejder nefsinizle dövüşe, sevişe, kâh boğuşarak kâh barışarak, onu yedi kollu süreyyâ haline getirerek eğer sağ sâlim sağa döner de Kadiriler yokuşunda iç ve dış ilişkiler ağınızın odağındaki kendinize ulaşabilirseniz; emmâre, levvâme, mülhune, mutmainne, râzıye, merzıye ve sâfiye mertebelerini andıran taş basamaklar sizi dergahın harîmine götürür. İlk dikkatinizi çekecek levha, öğüt almak ya da vermek için başka lafa hâcet bırakmayan bir çift zarif sözdür: "Edeb yâhû"!... Vitraylardan dökülen ışıkların şırıltılarıyla serinleyen medhal antre, cennetten akıp geliyormuş hissini veren bir iç çeşmeye açılıyor. Abdestiniz yoksa abdest alabilir ya da varsa tazeleyebilirsiniz. İstanbul'un gece gündüz sürekli akan ve sayıları oldukça azalan cömert çeşmelerinden biri bu. Eskiden şarıl şarıl akardı, şimdilerde şırıl şırıl akıyor. "Pîr-i sânî" İsmail Rumî Hazretleri, dergahın önündeki nazirede, sonsuza doğmuşluğun âsûdeliği içinde. Her mevsimde yeşil defneler ve yeşile serenat yapan bülbüller, buraya bir cennet dekoru vermişler. Bu dergahın içi de cıvıl cıvıl, dışı da, her tarafı bahçe. Gelin, dergahın bir köşesine ilişelim de "fudalây-ı mecâzibden merhum Mehemmed Abdullatîf îbn-i El Hac Feyzullah-il Ayvansarayî'nin tercemesine muvaffak oldukları Risâle-i Gavsıyye'yi okuyalım. Abdulkadir Geylânî Hazretlerinin hacmi küçük ama muhteviyatı çok çok büyük olan bu risâlesi de, bu cıvıltılar arasında irdelenebilir belki de ancak. Altınoluk Dergisi | |
|