AKEVLER[HACER] Admin
Mesaj Sayısı : 2365 Yaş : 66 Nerden : izmir Reputation : 20 Kayıt tarihi : 09/02/10
| Konu: Görme biçimi ............... 22.02.10 14:51 | |
| Görme biçimi Manisa’dan bir okuyucumuz (Z.Y. Belki izni olmaz diye isim ve soyadının sadece baş harflerini zikrediyorum) şunları yazmaktadır:
“Yazınızda başörtülüler Demirel’in sözlerinden çok incinmişler diyorsunuz. Ben bütün başörtülülerin bu düşüncede olduğunu sanmıyorum. Ben de başörtülüyüm ve bu nedenle eğitim hayatımda sıkıntı yaşamış biriyim. Ancak sizin tespitleriniz de genel olarak maalesef doğru. Araplara ve Suudi Arabistan’a karşı çok büyük bir önyargı var. Bu nasıl bir şey anlayamıyorum. Hacca gidip oradaki durumu gözleriyle görenler bile bu önyargıdan kurtulamıyorlar. 2005 senesinde hac yapabilmeyi Allah nasip etti. O mukaddes topraklarda 43 gün geçirdim. Orada kardeşlik gördüm, nezaket gördüm, ikram gördüm, güler yüz gördüm, temizlik gördüm, yardım gördüm. Ve bilgi levhalarında Arapça ve İngilizcenin yanında Türkçenin de bulunduğunu gördüm. İşimizi kolaylaştırmak için büyük gayret sarf eden kardeşlerimize haksızlık ediyoruz maalesef. Sizden, bu gidersin-gitmem tartışmasının yanında sağduyulu bir ses duyduğum için çok memnun oldum.”
Suudi Arabistan ve oryantalizm konulu yazdığım iki yazıya olumlu ve olumsuz tepki veren okurlar oldu. Tepkilerin genelinden anlaşılan şu ki, bizim meselemiz öyle göründüğü gibi kolay değil. Beni “Suudilere methiye çekmek”le suçlayanlar olduğu gibi, “Arapları yücelttiğimi” söyleyenler de oldu. Hele “Bizi Araplar arkadan vurdu.” deyip Araplara ve Suudilere girişenleri hiç sormayın.
Öncelikle belirtmem gereken şu ki, benim hiç kimseye methiye çekmeye ihtiyacım yok. Arapları yüceltmek gibi cahiliyeye özgü bir iş yapmak bana yakışmaz. Kim bir ırkı, bir kavmi veya bir milleti yüceltiyorsa cahiliyeye geri dönmüş demektir. Arapların yaşadığı trajediyi en iyi bilenlerden biriyim. Bu trajik durumdan kuşkusuz sadece Batılı sömürgeciler sorumlu değil, Arapların kendileri de sorumludur. “Bir insan topluluğu kendi nefsinde olanı değiştirmedikçe, Allah da onun hakkındaki hükmünü değiştirmez.” (13/Ra’d, 11) Bu ilahi yasa Araplar ve elbette biz dahil bütün insan toplulukları için geçerlidir. Eğer Araplar, doğru bir istikamet üzere olsalardı bugünkü zilleti tatmazlardı. Baskı rejimleri, ekonomik ve tabii kaynakların kullanım biçimi ve adaletsiz bölüşümü, yöneticilerinin vurdumduymazlığı, aralarındaki parçalanmışlık vb. sayabileceğimiz daha birçok konu Arapların durumunu anlatmaya yeter. Ancak elbette Müslüman dünyanın diğer kavimleri ve ülkeleri de mahiyet açısından değil, sadece derece farkıyla Araplardan ayrılmaktadırlar. Bizim tarih görüşümüze göre beşeri toplulukları yücelten İslam’dır. “Allah’a yardım ederseniz (İslam’a bağlı kalırsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırır.” (47/Muhammed, 7) Araplar, İslam’ın yüceltici ruhuna sahip oldukları zaman büyük medeniyetler kurdular, Mağrip’ten Çin sınırlarına kadar bilgi, hikmet ve medeniyet taşıdılar. Müslümanlıklarını rafa kaldırdıkları zaman da çöküşleri başladı.
Lakin benim anlatmaya çalıştığım başka bir şeydi. Ben, eğer bizler Arapları eleştireceksek, onların kusur ve suçlarını orta yere dökeceksek -ki elbette yapmamız gerekir- bizim kendimize özgü bir görme biçimimiz olması lazım, diyorum. Oryantalizm, özü itibarıyla bir “görme ve gösterme biçimi”dir. Size kendinizi ve başkalarını nasıl görmeniz gerektiğini gösterir ve siz de kendinizi ve başkalarını öyle görmeye başlarsınız. Bu yüzden “ben idrakiniz” ve “başkalarını anlama biçiminiz” oryantalizmin hizmetinde bulunduğu büyük ekonomik, politik ve askerà güç merkezlerinin çıkarlarına göre şekillenir. Bizim Arapları -İran’ı ve genel olarak Müslümanları- görme biçimimiz bize özgü bir görme biçimi değildir; Batı nasıl görmemizi istiyorsa, öyle görüyoruz. Onları eleştirmeye kalkıştığımız zaman kendimize ait kriterlerimiz yok, kriterlerimizi oryantalistlerden alıyoruz.
Merak etmeyin onların da kendilerini ve bizi görme biçimi bizimkinden farklı değil, başöğretmenimiz aynı; dolayısıyla bizi eleştirdikleri zaman aynı şeyi yapıyorlar. Bu hepimizi av sahasına hapseder. Öncelikle yapmamız gereken zihinlerimizi özgürleştirmemiz, görme biçimimizi değiştirmemiz olmalı.
Ali Bulaç Zaman Gazetesi 01.06.2006 PERÞEMBE e-posta adresi:a.bulac@zaman.com.tr | |
|
nurgül Admin
Mesaj Sayısı : 3494 Nerden : İstanbul Reputation : 3 Kayıt tarihi : 04/11/09
| Konu: Geri: Görme biçimi ............... 22.02.10 20:34 | |
| Zihinlerimizi özgürleştirmemiz, görme biçimimizi değiştirmemiz olmalı. | |
|