- Hakkında bilgi sahibi olmadığı şeyi aktarmaz, hakkında bilgi sahibi olmadığı şeyin ardına düşmez, hakkında bilgi sahibi olmadığı şeyi istemez.
- Kendi doğrularını başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmaz, en güzel şekilde öğüt verir.
- Doğruyu yapmak için destekçi beklemez.
- İyi ve güzel şeylerin yayılmasını arzu eder.
- İyiliği engellemez, önünü açar.
- Asla ümitsizliğe düşmez; metin ve sabırlıdır.
- Aşırı gitmez, taşkınlık yapmaz; aşırı sevinmez; aşırı üzülmez.
- Dünya nimetlerinden en güzel şekilde faydalanır.
- Bozgunculuk yapmaz.
- Kötü duygularını ıslah etmeye çalışır.
- Yaptığı hatalara pişman olur, hemen ardından bir iyilik yapar ve aynı hatayı ikinci defa yapmamaya gayret eder.
- Zalimleri dost veya sırdaş edinmez; zalimlere arka çıkmaz; boyun eğmez ve zalimlerin tuzaklarından ötürü tasalanmaz.
- Düzeni bozmaz, karışıklık çıkarmaz.
- Doğal dengeyi korur.
- Barışı bozmaz, barışı bozanlarla mücadele eder.
- Zulme uğramış, yardım bekleyen insanlar uğrunda zulüm ortadan kalkıncaya kadar mücadele eder.
- Yanlışa karşı mücadelesini yanlış yollarla değil, en güzel şekilde yapar.
- Güzel söz söyler; güzel öğütle doğruluğa çağırır.
- Pislikten sakınır, güzeli ve temizi sever.
- Bir şey pisse, çok olmasına kıymet vermez, temizse az bile olsa makbul olduğunu bilir.
- Yaratanından başka hiçbir varlığa el açıp yalvarmaz; hiçbir varlıktan korkmaz ve hiçbir varlıktan medet ummaz.
- Öfkesini yutar; kızdığı zaman bile kusurları bağışlar.
- Kimseyle alay etmez; kimseyi ayıplamaz; kimseyi kınamaz.
- Kimsenin arkasından konuşmaz.
- Kusur aramaz.
- İftira etmez.
- Laf getirip g*türmez.
- Yumuşak kalpli ve merhametlidir.
- Kimsenin inancına hakaret etmez; başkalarının inançlarına hakaret edilen topluluklarda bulunmaz.
- Kabalıktan kaçınır.
- El açıp isteyeni azarlamaz.
- Kimseyi kötü lakapla çağırmaz.
- Böbürlenmez, büyüklük taslamaz.
- Küçümseyerek insanlardan yüz çevirmez.
- Tevazu ile yürür.
- Yaptığı iyiliği başa kakmaz.
- Şımarmaz, nankörlük etmez; her şeyin kıymetini bilir.
- Gösteriş yapmaz.
- Düşünüp öğüt alır ve aklını kullanır.
- Bilgiye değer verir; bilge ve aydın olmayı ister.
- Sürekli öğrenir ve öğrendiklerini tatbik eder.
- Dinler ve sözün en güzeline uyar.
- Her şeye ibret nazarı ile bakar; doğadan, var oluştan, geçmişten, ölümden ibret alır.
- En ufak bir iyiliğin ve en ufak bir kötülüğün bile karşılığını bulacağına inanır.
- Gönül huzuru ve vicdan rahatlığı ister.
- Tüm işlerini hakkını vererek, titizlikle ve danışarak yapar.
- Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirir; boş durmaz, boş kalınca başka işe yönelir.
- Cahillerden yüz çevirir; boş söz işitince vakar ile geçip gider.
- Az uyur.
- Tedbirlidir; daima hazırlıklı ve uyanık bulunur.
- Bollukta da darlıkta da, kazançlarından ihtiyacı fazlasını iyilik yolunda harcar.
- Harcadığında ne israf ne cimrilik eder.
- Malından isteyene ve mahrum kalmışa belli bir hak tanır; yoksulu doyurur ve yoksulu doyurmaya teşvik eder.
- Elinden çıkana üzülmez; isteyerek verir.
- İyilerinden ve sevdiklerinden verir.
- Borcuna sadıktır.
- Emeksiz / haksız kazançtan kaçınır; kumar oynamaz.
- Mal biriktirmez.
- Hırsızlık yapmaz.
- Anne babasına güzel söz söyler, iyi davranır, esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat gerer.
- Akrabalık bağlarını canlı tutar.
- Varsa eşine sadık kalır ve evliliği teşvik eder.
- Namusunu korur.
- Soyların belli olmasını teşvik eder.
- İnsanların mahremiyetlerine saygı duyar, kendi evinden başka eve izin verilinceye kadar girmez.
- Yetimi ve yetimin haklarını korur.
- Kadınların kadınlıklarının (fuhuş, teşhir, vb. yollarla) sömürülmesine karşı durur.
- Adaleti ayakta tutar; hükmettiğinde adaletle hükmeder.
- Görevi ehli olana verir.
- Doğruyu getirir ve söz ve işleriyle onu tasdik eder.
- Herkesçe güvenilir ve dürüst olarak bilinir.
- Doğruyu gizlemez.
- Yalan yere şahitlik etmez, en yakını dahi olsa kimseyi kayırmaz.
- Yapamayacağı şeye söz vermez ve gerçekte yapmadığı şeyi söylemez.
- İlke ve inançlarını arzu ve heveslerine ve her türlü menfaate tercih eder.
- Çaresiz kalsa bile inanç veya ilkelerinden vazgeçmek yerine başka bir yere göç etmeyi tercih eder.
- Şahitlik etmekten kaçmaz.
- Hainlik yapmaz; karşısındaki ona hainlik yapsa veya karşısındakinin ona hainlik yapacağını düşünse bile.
- Kötülük üzere gizli konuşmaz.
- Yalana kulak vermez.
- Sağlıklı düşünmesini engelleyecek şeylerden uzak durur.
- İnanmak için mucize beklemez.
- Büyüyle, falla uğraşmaz.
- Haberin doğruluğunu araştırır; kulaktan dolma bilgiyle, zan ve tahminle konuşmaz; kesin bir delil olmadan hiç bir şey hakkında münakaşa etmez.
- Hayra çağırır, iyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırır.
- Çokluğu bir ölçü olarak almaz ve çokluk kuruntusuna düşmez.
- Grupçuluk yapmaz; ortak temeller üzerinde yoğunlaşır, farklılıkları ayrılık vesilesi yapmaz.
- Düşmanlık üzerine yardımlaşmaz.
- İnsanların arasını düzeltir, aralarına ayrılık sokmaz.
- Zalimlere karşı onurlu ve zorlu, diğerlerine karşı alçak gönüllüdür.
- Kalbinde kin tutmaz.
- Kendi gibi kimseleri kardeş edinir, onlarla bağlarını canlı tutar.
- Dost, akraba ve yakınlarını ziyaret etmeyi bırakmaz.
Alıntıdır.