[size=16]Geçmişime bir göz attım bu gece,
Ömrümün çoğunu nisyanda gördümEn sonunda ölüm amma netice,
Yine de nefsimi isyanda gördüm
Bir kapıdan bir kapıya yürüdüm,
Fâni tende bâki can’ı sürüdüm,
Hayat denen merdivende çürüdüm,
İnsanoğlunu hep hüsranda gördüm
Ham hâyâlin dert pişirir aşını,
Yel ufalar kıraç dağın taşını,
Olgun başak yere eğer başını,
Dâne’yi, samanı harmanda gördüm
Mahlûkâtı muti kıldı Emr-i Hakk,
Tevâzu timsali şu kara toprak,
Açar varlıklara sevgiyle kucak,
Hayrı da, şerri de insanda gördüm
Hayret sardı Tûr Dağında Mûsa’yı,
Göğe çekti sağken Rabbim İsa’yı,
Muhammed-ül Emin şakk etti Ay’ı,
Zamanı eğiren kirmanda gördüm,
Hazret-i Âdem’den bu güne gelen,
İnsanlık ufkunda insana gülen,
Çağlar arasında en son yükselen,
Asr-ı saâdeti bir yanda gördüm
Gönüller Allah’ın nazargâhıdır,
Kur’an hakikatin tek dergâhıdır,
Hatem-ül Enbiya şahlar şahıdır,
Dünyada huzuru imanda gördüm
Sağır’ım dünyaya eyleme meyil,
Bu dünya hayatı ebedi değil,
Rabbin huzurunda edeble eğil,
Sonsuz saâdeti Cinânda gördüm
İbrahim SAĞIR
[/size]