........Kızım, öyle bir zemânda, öyle bir mekânda yaşıyacaksın ki, herkesden, her yerde sana zarar gelebilir. Bu zarar, senin parana, puluna değil, iffet, şeref ve haysiyyetinedir. Paraya olan zarar telâfî edilebilir. Manevî zarar, yerine konamaz.
.....Sen kadınlık duyguna karşı haysiyyetli ve meşrû yolları aramalısın! Sen de, herkes gibi, evlenebilirsin. Ahlâkın güzel oldukdan sonra evlenmemek için, hiçbir sebeb yok demekdir. Evlenmeden evvel, birçok kızların yapdığı gibi, flört yapmağa aslâ heves etme! Bu tecrîbe mutlak tehlükelidir. Esâsen flört yapılan insanla evlenmek, çok zemân seadeti getirmez. İffeti muhâfaza için, ikinci bir çâre, genç erkek ve genç kızı zemânında evlendirmekdir. Üçüncü çâre, iffeti zedeliyecek her yerden uzaklaşmak yoludur. Meselâ kız ve erkek toplulukları, onlarla berâber gezintiler, danslar, plâja gitmek, erkekle berâber sinemaya gitmek, içki içmek, ahlâksız ve zaîf insanlarla arkadaşlık etmek vesâire gibi genç kız veyâ kadını başdan çıkarma yollarının her çeşidinden uzak durmak, tehlükeden uzaklaşmak demekdir. Gençliğin hakkı veyâ eğlence ismi altındaki bu gibi davranışlar, genç kızı veyâ kadını elde etmek için birer tuzakdır. Bunun tuzak olduğuna inanmayan bir genç kız, tuzağın içine düşdükden sonra, aklı başına gelir. Fekat iş işden geçmişdir. Yukarıda saydığımız eğlence veyâ tuzağın zâhirî güzelliğine ve câzibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde yavaş yavaş veyâ çabucak birer oyuncak hâline gelir. En kendine güvenen bir kız bile, onların karşısında sonuna kadar mukâvemet edemez. Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı tebessümü karşısında, mağlûb olabilir. Artık o kız, tuzağa düşmüş demekdir. Hele bunu kız kendisi de istemiş ise, artık tehlükenin içine girmişdir. O tuzakdan kurtulan pek azdır veyâ yokdur. Hâlbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek dahâ kolay bir işdir. (Göz görmeyince, gönül tehammül eder) diye bir atasözü vardır. Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın câzibesinden ve tehlükesinden kurtulmuş olur. Giderse, kurtulmak da kolay değildir. Bunu nasîhat olsun diye söylemiyoruz. Tecribelere güvenerek söylüyoruz.
...İffet, bir genç kızın veyâ kadının, değeri milyonlar eden, bir mücevheridir. Bu mücevheri ele geçirmek için, Allahü teâlâdan korkmayan her erkek bütün şeytânlığını kullanır. Ele geçirdikden sonra, maksadına erişmişdir. Artık o, mücevherlikden çıkmış, âdî bir taş olmuşdur. Sokağa atılıverir. Bu alışverişde, erkek, bir nâmûs hırsızıdır. Kadın ise, mücevherini çaldırmış, bir zevallıdır