Gerçek sufi, Allah sevgisi ile safi olmuş, huzur bulmuş kimsedir. Sufiliğin iç yüzü ilâhî aşk, dış yüzü güzel ahlâktır. Arifler sufiliği kısaca böyle tarif etmişlerdir. Bunlardan başkası boştur.
Adını bildiğimiz ya da bilmediğimiz birçok ilim dalı var. Bunların her biri konusuna göre kıymet ve önem taşıyor. İlimlerin konuları, aynı zamanda hedeflerini de gösterir. Şunu söylemek mümkün: Bir ilim veya sanat, insanla ve insan hayatıyla ne kadar ilgiliyse o derece kıymetli ve önemlidir.
İnsanı ilgilendiren en önemli ilim hangisi olabilir? Hiç şüphesiz, kendi nefsini ve Yüce Rabbi’ni öğreten ilimdir. İnsanın yaradılış gayesi de bu ilimle öğrenilir. Bu özelliği sebebiyle o, ebedi kurtuluş vesilesidir. Tefekkür nazarıyla bakılırsa anlaşılır ki, bütün gökler, yerler ve içindekiler bu ilmi öğretmek için yaratılmıştır. Bütün peygamberlerin, alimlerin, hikmet sahiplerinin öğrettiği ilim de temelde budur. Ona kısaca “marifetullah” denir.
Marifetullah, Yüce Allah’ı tanımaktır. Bu tanıma, sırf iman etmekten öte bir iştir. O gerçek bir ilim ve irfandır. Bu ilmin birinci basamağı nefsini tanımaktır. Gerçek manada nefsini tanıyan Rabbini de tanır.
Diğer bir açıdan bakıldığında, bir ilim insanı kendi özünden ve Rabbi’nden uzaklaştırıyorsa, dünyası kadar ahiretine de fayda vermiyorsa, bütün hizmeti mide ve şehvete yönelik ise, ona hayırlı ilim denmez.
Dr Dilaver SELVİ
_________________
Hadimin Müslimin