RavzaGul.com
RavzaGul.com
RavzaGul.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RavzaGul.com


 
KapıAnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dil söylerse gönül susar, gönül susunca da, dil zehir kusar.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AKEVLER[HACER]
Admin
Admin
AKEVLER[HACER]


Mesaj Sayısı : 2365
Yaş : 65
Nerden : izmir
Reputation : 20
Kayıt tarihi : 09/02/10

Dil söylerse gönül susar, gönül susunca da, dil zehir kusar. Empty
MesajKonu: Dil söylerse gönül susar, gönül susunca da, dil zehir kusar.   Dil söylerse gönül susar, gönül susunca da, dil zehir kusar. Icon_minitime08.04.10 11:31

Dil,
büyük bir nimettir. İyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de,
Cehenneme de götürür. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve küfür
dildeki ifadeden anlaşılır. Dil, ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer
uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dilin
sahası geniştir. Hayır ve şer için geniş alana sahiptir.

Abdullah
bin Mübârek hazretleri, bir yolculuğunda, sahrada koyunlarını otlatan
bir çocuğa rastlar. Çeşitli sualler sorar ve aldığı cevaplar karşısında
hayran kalır ve çocuğa tekrar sorar:
-Peki bu sahrada başka neler öğrendin?
-Üç ilim öğrendim. Gönül ilmi, dil ilmi ve beden ilmi.
-Bunlar nelerdir, ben bunları bilmiyorum.
-Gönül
ilmi şudur ki, Rabbim bana kalb verdi ve kendi mârifet ve muhabbeti
yeri eyledi ki, bu kalb ile Onu bileyim. Onun sevdiklerine gönülde yer
vereyim, sevmediklerine yer vermeyeyim ve böylelerinden uzak olayım.

Dil
ilmi şudur ki, bana dil verdi ve dili zikretmek, Onun ismini söylemek
yeri eyledi. Bununla Onu hatırlatanları dile getirmeyi, Ondan
bahsetmeyen sözden onu korumayı, böyle sözden uzak olmayı imâ etti.

Beden
ilmi şudur ki, bana beden vermiştir ve onu kendine hizmet yeri
eylemiştir. Böylece Ona hizmet olan her şeyi yaparım, hizmet olmayan
şeyi ise bedenimden uzaklaştırırım.

Çocuğun bu cevabı üzerine Abdullah bin Mübârek hazretleri:
-Ey çocuğum! Evvelki ve sonraki ilimler, senin bu söylediklerinin içindedir buyurmuştur.

Bir
söz söylerken hem kendimizin, hem de karşımızdakinin ahiretini
düşünerek konuşmalıyız. Zira ağızdan çıkan söz, muallakta kalmaz, ya
sağ tarafa veya sol tarafa yazılır.

Çok konuşmak dostluğu bozar.
Lüzumsuz konuşmak, ayıpları açığa çıkarır. Acı, sert söyleyenden,
dostları, sevdikleri kaçar, uzaklaşır. Peygamber efendimiz; (Çok
konuşan çok yanılır, çok yanılanın yalanı çoktur. Yalanı çok olan da
Cehenneme layıktır) buyurmuştur.

Abdullah bin Selam
hazretlerinin Cennetlik olduğu bildirilince Eshab-ı kiram, kendisini
Cennetlik eden amelinin ne olduğunu sordular. O da; “Boş söz konuşmam
ve kimseye karşı kötülük beslemem” diye cevap verdi.

Eğer bir
kimsenin kalbinde darlık ve üzüntü, vücudunda bitkinlik ve halsizlik,
rızkında eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz
konuşmalardan meydana geldiğini bilmelidir! Dil söylemezse, kalb rahat
eder. Sözü az, ameli çok olanın, gönül gözü parlar, açılır. Diline
sahip olan, bedenine de sahip olur. Çünkü hadis-i şerifte; (Her sabah,
bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte,
’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup
uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz.
Sen eğri olursan biz de eğri oluruz) buyurulmuştur.

Sükut yani
dile sahip olmak, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan bir
ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara
ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve
ayıpların kapatılmasıdır.

Hazret-i Lokman hakime;
-Bu makama nasıl yükseldin? diye sual edildiğinde;
-Doğru konuşmak, emanete riayet etmek ve faydasız sözleri terk etmekle diye cevap vermiştir.

Dil
yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa sahibini parçalar.
Sükut eden, hataya düşmekten, yalandan, dedikodudan, söz taşımaktan,
kendini övmekten, boş konuşmaktan ve daha bir çok dil afetlerinden
kurtulur. Çok konuşan hata eder. Eshab-ı kiram hep hayır konuştukları
halde, yanlış konuşmak için değil, belki boş bir söz söyleriz diye
sükut ederlerdi. Hazret-i Ebu Bekir, ağzına taş koyar ve; “Başa gelen
bütün felaketler bundan gelir” buyururdu.

Çok konuşanın dili
sürçer, kalbi kararır. Kalbi kararan da, hata üstüne hata yapar ve kalb
kırar da farkında bile olmaz. Diline sahip olan, dinini korur. Din
büyükleri, talebelerine ve sevenlerine hep:
“Bir kimsenin cahil
olduğunun alameti şunlardır: Canlı-cansız her şeye kızar. Diline sahip
olamaz ve sır saklayamaz. Parasını yerli yerince harcayamaz. Herkese
güvenir. Dostunu düşmanını ayıramaz. Kötü kimselerle arkadaşlık eder”
diye nasihat etmişlerdir.

Dile sahip olmak, az konuşmak dinimizin emridir. Peygamber efendimiz; (Dilini tutan kurtulur) buyurmuşlardır.

Susmak,
açık bir hikmet ve güzel bir haslettir. Dilin susması kalbin susmasına,
kalbin susması Rabbin mağfiretine sebep olur. İnsanın selameti dilini
korumasındadır. Zira Resulullah efendimiz; (Selamet isteyen, sükut
etsin, dilini tutsun!) buyurmuşlardır.

Söz insanın terazisidir.
Fazlası ziyan, azı vakardır. Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı da
çok olur. Şaka, alay ve boş konuşmak ise, belaya yol açar. Vüheyb bin
Verd hazretleri; “İbadet veya hikmet on kısımdır. Bunun dokuzu, sükut
edip, konuşmamaktır” buyurmuştur.

Kişi, dilinin altında gizlidir. Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır. Çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır. Kısacası:
“Dil söylerse gönül susar, gönül susunca da, dil zehir kusar."

Dil söylerse gönül susar, gönül susunca da, dil zehir kusar. Mercekarka7kp6
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dil söylerse gönül susar, gönül susunca da, dil zehir kusar.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gönül...
» Gönül Ka’besi
» Gönül Dostluğu Nedir?
» Firûzağa'da Bir Gönül Bahçesi...
» Dosta gidelim gönül!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RavzaGul.com :: SERBEST :: Serbest Kürsü-
Buraya geçin: