RavzaGul.com
RavzaGul.com
RavzaGul.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RavzaGul.com


 
KapıAnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Eşlerin birbirine karşı görevleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AKEVLER[HACER]
Admin
Admin
AKEVLER[HACER]


Mesaj Sayısı : 2365
Yaş : 65
Nerden : izmir
Reputation : 20
Kayıt tarihi : 09/02/10

Eşlerin birbirine karşı görevleri Empty
MesajKonu: Eşlerin birbirine karşı görevleri   Eşlerin birbirine karşı görevleri Icon_minitime08.04.10 11:39

1. Karı kocanın karşılıklı görevleri



2. Kocanın görevleri



3. Kadının görevleri



Hemen
belirtelim ki bu bölme, ev ve karı koca ile sınırlı bir bölmedir. Eğer
bu çerçevenin dışına çıkacak olursak, başka görevler de gündeme gelir.
Eşlerin ailelerinin görevleri, toplumun karı koca karşısındaki
görevleri, devletin bu husustaki görevleri vs. gibi. Ancak bu kısa
yazıda onlara değinmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla bu üç görevi esas
alarak yazımızı üç bölüme ayırıyoruz. Her bölümde kısaca bu görevlerin
bir kısmına değineceğiz.



a) Karı kocanın karşılıklı görevleri:



1.
Karşılıklı saygı: Karı kocanın birbirine saygı göstermesi ailenin ruh
sağlığı, sevginin artması ve aile temelinin sağlamlaşması açısından
büyük öneme sahiptir. Bu saygı, karı kocanın birbirinin kişiliğine
değer vermesini; birbirinin görüşlerine, düşüncelerine ve zevklerine
saygı duymasını kapsar ve hayatlarının tüm alanlarını güzel etkisi
altına alır.



2. Karşılıklı sevgi: İnsanların birçok
duygusal ihtiyacı vardır ki en önemlilerinden biri de, sevgiye olan
ihtiyaçtır. Karı ve koca, birbirinin sevgisine ve ilgisine mazhar
olmayı severler. Sevgisiz yaşamın cazibesi yoktur; insanların çoğu
ondan kaçar. Allâh'ın Elçisi (s.a.a.) buyuruyor ki: "Erkeğin, karısına
'Seni seviyorum' demesi, hiçbir zaman onun kalbinden çıkmaz."



3.
Affedici ve bağışlayıcı olmak: Karı kocanın birbirinin hataları ve
yanlışlarını affedip görmezlikten gelmesi, aile ortamında büyük öneme
sahiptir. Bu hususa dikkat etmemek, aileye hâkim olan samimiyet ve
huzur ortamını huzursuzluk, kötümserlik, asabîlik ve memnuniyetsizlik
ortamına dönüştürür. Ruhun sakinliği, kinin bertaraf olması, izzetin
artması, ömrün uzaması vs., hadislerde affedici ve bağışlayıcı olmanın
etkilerinden sayılmıştır. İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: "Üç şey
dünya ve ahiretin yüceliklerindendir: Sana zulmedeni bağışlaman,
seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman ve sana karşı cahilce
davranana karşı sabırlı ve halim olman."



4. Sorumluluk
almak: Aile mutluluğunun temininde etkili olan amillerden biri de,
eşlerin karşılıklı sorumluluk duygusuna sahip olmasıdır. Kadın ve
erkek, müşterek bir yaşamı kabullenmekle, aile kurmadan önce üzerlerine
görev olmayan birtakım sorumluluklar aldıklarını bilmelidirler. Bu
sorumluluklar, kadın ve erkeğin yetenekleri, yetkileri ve özel
koşulları dikkate alınarak belirlenir. Geçimi sağlamak, aileyi idare
etmek, eşlik görevlerini yapmak, çocukları eğitmek vs. gibi. Bu
duygunun varlığı, aile bağının güçlenmesine ve ruhun huzurlu olmasına
sebep olur.



5. Ahlâk: Ahlâk, insan hayatında önemli ve
belirgin bir niteliktir. İnsanlara, özellikle de eşe ve çocuklara karşı
güzel ahlâklı olmak, insanın kişiliğinde derin bir etki bırakır;
toplumu ve aile ortamını sefa ve samimiyetle doldurur. Güzel ahlâkın
olmayışı da, hayatı karartır ve asabîlik, asık suratlılık, sabırsızlık,
bahanecilik vs. gibi olumsuz yan etkilere neden olur; korku, kaygı,
kişilik kaybı vs. gibi etkileri beraberinde getirir. Tatlı dillilik,
insanlara saygı göstermek, alçak gönüllülük, geniş kalplilik, selâm
vermek, hâl hatır sormak ve şefkat göstermek, güzel ahlâklılığın
tecellilerinden sayılır.



6. İyimserlik: Tarafların
birbirine güvenmesi, müşterek hayat için büyük bir sermayedir. Nitekim
güvensizliğin de hayatta birçok menfi etkisi vardır. Kötümser bir
kimse, negatif ve hasta bir ruha sahiptir. Onun ruh sağlığı ve dengesi
bozuktur. Kötümserlik sonucu eşine güveni olmayan bir insan, aile
hayatının sefa ve huzurundan mahrum kalır. Böyle bir insan, sosyal
ilişkilerde de başarılı olamaz. Çünkü başkaları hakkında kötü zan
besleyen biri, dostları ve arkadaşlarını kaybeder ve yalnız kalır. İmam
Ali (a.s.) buyuruyor ki: "Bir insana kötümserlik galip gelirse, onunla
hiçbir dostu arasında barış ve huzur kalmaz."



7. Rıfk ve
müdara: Eşlerin birbirine karşı görevlerinden biri de, rıfk ve
müdaradır. Şöyle ki; eşimizin kusurları, eksiklikleri ve hoşlanılmayan
davranışları karşısında sert bir tepki göstermemeli ve şiddete
başvurmamalıyız; tam tersine, şefkat ve samimiyetle yaklaşmalıyız.
Çünkü kadının da, erkeğin de sözlerinde ve davranışlarında karşı
tarafın hoşlanmayacağı eksikliklerinin olması doğaldır. Ne var ki
müdara etmek, eşimizin kusurları ve eksiklikleri karşısında umursamaz
olmamız anlamına gelmez. Müdaranın anlamı, eşimizin kusuru veya
eksikliğini gidermeye çalışırken onun kapasitesini göz önünde
bulundurmamız, yapabileceğinden fazlasını ondan beklemememiz ve
istenmeyen özellikleri karşısında büyük insanlara yakışan bir davranış
sergilememizdir.



8. İffetli ve namuslu olmak: Günümüz
toplumunda bu özellik, genellikle kadınlardan beklenir. Ancak
hadislerin bu husustaki bakış açısı daha geniştir. Hadislerde, iffetli
olmak, karı kocanın karşılıklı görevlerinden biri ve en üstün ibadet
olarak sayılmıştır. Hz. Ali'nin (a.s.) tabiriyle iffet, şehvetler
karşısında direnmektir. Bu da hem kadından ve hem de erkekten istenilen
bir şeydir. Hadislerde, karı kocaya, birbiri için süslenerek
iffetlerini korumada birbirine yardımcı olmaları tavsiye edilmiştir.
İffetli olmak; eşin kirli insanlardan korunması, aile bağının
güçlenmesi, eşin güvenini kazanmak vs. gibi faydaları beraberinde
getirir.



9. Birbirini anlamak: Ailevî sorunların
birçoğunun temelinde eşlerin birbirini anlaması yatmaktadır. Eşinin
içinde bulunduğu şartları ve yaşadığı sıkıntıları anlayan bir kimse,
onun iyiliklerini daha iyi derk eder ve zahmetlerinin kadrini bilir.
Eşini anlamayan bir kimse, onun bütün çabalarını görmezlikten gelir,
kusurları ve eksiklerini gözünde büyütür; zahmetlerinin kadrini
bilmediği ve onu teşvik etmediği gibi, iğneli ve kinayeli sözleriyle de
onu incitir ve yaşama sevincini ondan alır. Gurur ve kibirden
kurtulmak, birbirinin ruh hâllerini ve sıkıntılarını bilmek, eşlerin
birbirini anlaması yolunda atılacak ilk adımlardır.



b) Kocanın görevleri:



1.
Aile müdüriyeti: Çünkü o, bedenen daha kuvvetlidir ve aileyi idare
etmek için daha güçlüdür. Kadın, tıpkı gül gibidir; gül, yakıcı güneşe,
rüzgâra ve kasırgaya dayanamadığı gibi kadın da, ağır ve yıpratıcı
sorumluluklara dayanamaz.



İmam Ali (a.s.), oğlu İmam
Müçteba'ya şöyle vasiyet etmiştir: "Kadına, şahsî işlerinden fazlasını
yükleme. Çünkü o, reyhandır; kahraman değildir."



Erkeğin
sorumlulukları, sadece ailenin geçimini sağlamakla sınırlı değildir.
Aile fertlerine doğru yolu göstermek, eğitim ve terbiyelerine nezaret
etmek, onlara iyiliği emretmek, ahlâkî yönden sapmalarına engel olmak
vs. erkeğin önemli vazifelerindendir. Dikkat edilmesi gereken husus ise
şudur: Erkeğin aile müdüriyetinde başarılı olması, ancak aile
fertlerinin gönüllerine taht kurmasıyla mümkündür.



2.
Ailenin geçimini sağlamak: Evin asıl işlerini idare etmek kadının
sorumluluğunda olduğu için, doğal olarak erkek de ailenin geçimini
temin etmelidir. Ancak bunu minnetsiz bir şekilde yapmalıdır. Çünkü bu,
aile reisliğinden dolayı üzerine düşen bir görevdir.



3.
Aileyi rahat yaşatmaya çalışmak: Aile bireyleri, geçimlerinin temininin
yanında nispî bir refah içinde yaşayabilmeleri için erkeğin
cömertliğine muhtaçtırlar. Bu yönden bir kısma ve kısıtlamayla karşı
karşıya kalırlarsa, birçok ruhsal ve bedensel darbeye maruz kalırlar.
Ancak aileyi rahat yaşatmak, savurganlık yapmak ve israf etmek anlamına
gelmemektedir. Bunun anlamı, cimrilik yapmamak ve erkeğin ekonomik
imkânlarına uygun biçimde aileyi refah içinde yaşatmaya çalışmaktır.
İmam Rıza (a.s.) buyuruyor ki: "Erkeğin, ailesinin geçimini kısmaması
gerekir ki ölümünü arzu etmesinler."



4. Diktatörlükten
sakınmak: Erkek, her ne kadar ailenin reisi ise de, emir ve nehiyde
bulunmaktan sakınmalıdır; eşinin ve çocuklarının görüşlerini dikkate
almalıdır. Kendini beğenmişlik ve yersiz sıkmalar, ailede diktatörlük
düzeninin hâkim olmasına sebep olur; sağlıklı aile ilişkilerine ve
çocukların doğru biçimde eğitilmesine zarar verir. Bu husus o kadar
önemlidir ki Resulullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Mümin, ailesinin
yemek istediğini yer. Ama münafık, kendi yemek istediğini ailesine
yedirir."



c) Kadının görevleri



1.
Kocasının sırlarını korumak: Kadın, asla kocasının sırlarını ifşa
etmemelidir. Aksi hâlde kocasının güvenini kaybeder. Bazı erkeklerin
işleri hakkında hanımına fikir danışmamasının bir nedeni de, hanımının
sır saklayacağından emin olmaması ve söylediği şeyin ertesi gün ağızdan
ağza dolaşmasından korkmasıdır.



2. Kocasının işine
yersiz yere karışmamak: İnsan, fıtrî olarak özgürlük ve bağımsızlık
ister. Bu eğilim, erkeklerde daha güçlüdür. Hanımlar,
hayırhahlıklarının her zaman kocalarının yararına olacağını
zannetmesinler. Bu konu, evlilik hayatında zaman zaman ciddî krizlere
yol açabilir. Bu yüzden erkeğin bağımsızlığına zarar vermemeye çalışın.



3.
Evi idare etmek: Evi idare etmek ve ev işlerini evirip çevirmek, hukukî
olarak kadının sorumluluğunda olmasa da, ahlâkî olarak onun
görevlerinden sayılmıştır. Evi idare etmek, oldukça önemli bir iştir.
Maalesef yalnızca ev işlerini yapan kadınlar (ev kadınları),
kendilerinin ve yaptıkları işin gerçek değerini bilmiyorlar. Gerçek bir
ev kadını, önemli bir birimin tüm işlerini tek başına yapan liyakatli
bir müdürdür. Hem plânlayıcı, hem uygulayıcıdır. Uluslararası çapta
kariyer sahibi olan birçok erkek, bu başarısını "bir ev kadını"nın
tedbiri, ahlâkı ve liyakatine borçludur.



4. Ailenin
harimini ve değerlerini korumak: Kadının kocası hakkındaki en büyük
vazifesi, erkeğin evdeki namusu ve vekili olarak davranışları ve
sözleriyle ailenin harimini ve değerlerini korumaktır. Böyle bir kadın,
hem kocasının malını korur, israfa ve lükse kaçarak kocasının servetini
zayi etmez; hem tehlikeler karşısında aile haysiyetini ve kocasının
şerefini korur; hem de tesettüre riayet ederek namahremlere karşı
örtünür.



Kocanın cinsel ihtiyacını karşılamak, onu övüp
teşvik etmek, sevgiyi şarta bağlamamak vs. de, riayet edilmesi hâlinde
hayatı neşeli ve sefalı kılacak olan diğer hususlardandır.

Eşlerin birbirine karşı görevleri Mercekarka7kp6
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Eşlerin birbirine karşı görevleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RavzaGul.com :: SERBEST :: Aile ve Çocuk.-
Buraya geçin: