RavzaGul.com
RavzaGul.com
RavzaGul.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RavzaGul.com


 
KapıAnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:50

T E S E T T Ü R V E H İ C A P

A Y E T L E R İ

Devlet ve hükümetçe, millet ve hatta ümmetçe bir hükme varamadığımız, ne yapacağımızı bilemediğimiz için keşmekeş, iç açıcı olmayan bir manzara olduğundan öte, bu hususda kadınlarımızda görüldüğü gibi, tahsile müsait kızlarımızın, asrın icabı nimetlerden nasıl mahrum etmeden bu masum yavrularımızı Hz. Allâh’a inançlarından dolayı mükafatlandıracağımız şöyle dursun; lütfen bari cezalandırmayalım
Katı kurallara da kaçan cehalete de fırsat vermeden, emr-i ilahinin de dışına çıkmadan, emr-i ilahiye yaraşır bir çare bulunamayacak mı?..

Kasdimiz herhangi bir şahsı, toplumu suçlamaya dönük değil; iyi biline. Nereden nereye geldik? Bunu da hesaptan çıkarmayalım; özlenen bu değil!..

Şu günlerde keşmekeş, içinden çıkılamaz hale gelen ve medeniyete uyumlu zannedilerek, eşitlik teraneleri ile, toplumlara emr-i ilahi dışında, daha cazip geldiği zannedilen eşitlik kelime oyunları…


Muasır milletlerde aleni görülen, yanlış eşitlik kandırmacası menfi meyvelerini bu sahada vermeye çoktan başladı, lutfen görelim!.

Bilinemiyor; kurulması imkansız hale gelen aile düzenleri, doğan çocukların nesep karışımı!..

Ve evlenmek ihtiyacı duymayan gençler… Gençleri tükenen o yönlü medeni toplumlar… Gençleri azalan, yaşlı toplumlar; şahide gerek yok!..
Dikkat! Yaşama hürriyetini kadının elinden almak gibi düşünce ve icraata; katı kurallara kaçmadan tertib-i ilâhiye göre sakıncaların kalktığı nisbette, tanzimine uygun yaşantı yaşansa idi!...

Asra uyumlu olduğu kadar emr-i ilahiye de uyumlu yaşamak isteyen yetişkin kız çocuklarımızı ‘Hz. Allâh’ın buyruğuna özen gösterdi’ diye alkışlamasak da, bari suçlamayalım!.
Bu umumi yaraya çözüm bulunamaz mı?

Ararsa devletim, hükûmetim, iktidarı, muhalefeti ile, zamanı geçmiş de olsa, üzerinde durup zamana göre inceleyerek, bu davayı düzeltmelerini… Belirtilen hicap ve tesettür

emrinin ışığında hiç bir tarafı rencide etmeden bir çare bulunamaz mı?!.

Bu hususta Allâh ne buyuruyor? okuyalım veya okutalım veya dinleyelim.

Emr-i ilahiye uyulmaz ise uymayanlar için, gazab-ı ilâhiden ve azab-ı ilâhiden de bahis yok, amma tanzim edilen hayat ve yaşantının tertib-i ilâhiye göre olmadığında, yetişkin kızlarımıza ve kadınlara eza olunacağından, incitileceğinden, bildirisi ile inanan kullarını bu yönlü uyarıyor, koruyor, Hz. Allâh!.
.
Başını kapattı diye, velevki açtı diye, masum kızlarımızı zamanın ilmi tedrisinden mahrum etmeyelim!

Çareler tükenmez; lutfen çare bulalım ki emr-i ilahiye samimi veya değil, biz ölçemeyiz, o ölçüyü Hz. Allâh’a bırakalım!.

Bilerek ve düşünerek elimi vicdanıma koyarak derim ki:

Cennet-mekan Atatürk hayatta olsa idi, bu yasaklar bu kadar uzamazdı, eminim!

Yazdığım tesettür ve hicab ayeti meal olarak Suudi Arabistan 1987 Medine-i Münevvere’de yazılmıştır. Türkçeye çevirimi Ali Özek başkanlığında, Hayrettin Karaman, Ali Turgut, Mustafa Çağırıcı, İbrahim Kafi Dönmez, Sadrettin Gümüş. Medine-i Münevvere’de yeniden gözden geçirilip neşre hazırlayan Abdullah Mübeşşir al-Terazi, Kral Abdülaziz Ünüversitesi, Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi. Suudi Arabistan, Cidde.

Meal olarak aynen alıyorum:

Bismillâhirrahmanirrahim

Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini yakalarının üzerine örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, ellerinin altında bulunan erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar.

Ey mü’minler hep birden Allâh’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!..


(Nur Suresi, 31)


En son nurgül tarafından 12.03.10 0:32 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:51

Bismillâhirrahmanirrahim

Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına, örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınmaması ve (incitilmemesi) için en elverişli olan budur. Allâh çok bağışlayan çok esirgeyendir!..

(Azhab Suresi, 59
Bismillâhirrahmanirrahim

Evlerinizde vakarınızla oturun. İlk cahiliye devrinin açılıp saçılarak, ziynetlerini göstererek, yürüyüşü gibi yürümeyin.. Namazı kılın, zekatı verin, Allâh’a ve Resülüne itaat edin. Ey ehl-i beyt!. Allâh sizden şek ve şüpheyi gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

(Ahzab Suresi, 33)
Bismillâhirrahmanirrahi


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:54

Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, ziynetlerini, göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Gene de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allâh işitendir, bilend
(Nur Suresi, 60)

Bismillâhirrahmanirrahim

Namuslu, kötülüklerden habersiz mü’min kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Dilleri, elleri ve ayaklarının, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edeceği bir günde onlar için çok büyük bir azap vardır!

(Nur Suresi, 24)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:54

Prof. Dr. Süleyman Ateş Hocaefendinin Çağdaş Tefsir’i 3’üncü ciltten alındı.

Prof. Dr. Süleyman Ateş Hocaefendi Suudi Arabistan Riyad Merkez Üniversitesi’nde yedi sene tefsir öğreten, Türkiye Cumhûriyetinde bir buçuk yıl Diyanet İşleri Başkanlığı yapan, çağdaş alim, medar-ı iftiharımız. Birbirimizi iyi tanırız. Dua ederiz; Allâh ilmini ali kılsın.

Bismillâhirrahmanirrahim

İnanan erkeklere söyle: Bakışlarından bazılarını yumsunlar, ırzlarını korusunlar; bu onlar için daha temizdir!.

Şüphesiz Allâh,onların her yaptıklarını haber almaktadır.

(Nur Suresi, 30)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:55

Bismillâhirrahmanirrahim


İnanan kadınlara da söyle: Bakışlarından bazılarını yumsunlar, ırzlarını korusunlar, süslerini göstermesinler, ancak kendiliğinden görünenler hariç. Baş örtülerini yırtmaçlarının üzerine koysunlar. Süslerini, kimseye göstermesinler. Yalnız kocalarına, yahut babalarına, yahut kocalarının babalarına, yahut oğullarına, yahut kocalarının oğullarına, yahut kardeşlerine, yahut kardeşlerinin oğullarına, yahut kız kardeşlerinin oğullarına, yahut kadınlarına, yahut ellerinin altında bulunanlarına, yahut kadına ihtiyacı bulunmayan erkek tabilerine (yani hizmetçilerine yardıma muhtaç ihtiyarlara, bunaklara ve dilencilere), henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklara gösterebilirler. Gizledikleri süslerinin bilinmesi için ayaklarını vurmasınlar.

Ey mü’minler! Topluca Allâh’a tövbe edin ki felâha eresiniz!..

(Nur Suresi, 31)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:55

Bismillâhirrahmanirrahim

Evlenme çağını geçmiş kadınlar, fazla ziynet göstermeden, dış elbisesiz dışarı çıkabilirler, amma sakınmaları, ağır başlı davranmaları, daha uygundur!..

Peygamber hanımlarına, kendilerinin herhangi bir kadın gibi olmadıkları, kuşku uyandıracak davranışlardan sakınmaları, hatta yürekli kimselerin içlerinde herhangi bir şehvet arzusu uyandırmamak için söze dalmamaları, kırıtarak değil, ağır başlı konuşmaları ve güzel söz söylemeleri, Allâh’a ve elçisine itâat etmeleri, Allâh’ın ayet ve hikmetlerinin kendi evlerinde okunması nimetinin değerini bilmeleri ve ona göre davranmaları emrediliyor!...
Bismillâhirrahmanirrahim


Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle: Cilbablarını üstlerine salsınlar; onların tanınmaları ve (incitilmemeleri) için en uygun olan budur. Allâh çok esirgeyendir.

(Ahzab Suresi, 59)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:56

T E S E T T Ü R

V E

H İ C A P

Her devirde üzerinde durulması için pek önemsenmeyen, gereğinin çözümü de pek araştırılamayan, yirminci ve yirmi birinci asra kadar üzerinde durulmaya ihtiyaç duyulmayan, tesettür ve hicap olayı…


Hanım kızlarımızda tedirginlik getirdiği gibi, emr-i ilahiye dönük erkeklerin de ilâhi

mesuliyetlerini hissedenleri de müşkül durumda bıraktığı bariz görülen vakıadır!..

Başı açık veya kapalı kızlarımızı sınıflandırmayalım. Hiç olmazsa tedrisattan mahrum etmeyelim!..

Elimizi vicdanımıza koyup, emr-i ilahiye imanımız nisbetinde önemsiyerek hareket edersek, umumu rencide eden bu yaranın kangren olmadan çözülüceğine inancım sonsuz. Yeter ki çözülmek istensin!

Devlet ve hükümetimizden ve mesul büyüklerimizden rica etsek:

Müşkülatla elde ettiğimiz cumhuriyet ve demokrasiye ve insan haklarına halel getirmeden, kanayan bu yaraya neşter vurmanın bir yönü bulunamaz mı?

İnanıyorum, buna da çare bulacak idarecilerimiz elbet vardır.

Hürriyet Gazetesi Ankara Baskısı 28 Aralık 2005’de baş sahife, “Ata’yı arıyorum; kurdu koyunla yürütürdük” dediğimi yazmışlardı, makamı cennet olsun.

Yemin ediyorum; bu milletin hayrına olan olayları, kimseden çekinmeden hallederdi, bu müşkülâtımızı da hallederdi, şüphen olmasın, inan!.

Hoca-yı rahmetullahın şu sözünü hatırladım:

“Allâh at verir, meydan vermez! Meydan verir, at vermez! İkiside olur, bu sefer de ben olmam!” demişti.

Muasır milletler seviyesine çıkmaya çaba sarfeden,Hz.Allâh’ın emrine muhip,gerek muvafık,

gerekse karşıtı muhalif, bu milleti idare eden büyüklerim!

Neşter vurun bu iltihaplanmış, yaraya!..

Tesettür ve hicap hakkında emr-i ilahiyi, nefsani duygularının esiri erkekler,ifrat denecek derecede, kadınlara, imkanlarının gerektirdiği gibi, emr-i ilahiyi iyi anlamak istemediklerinden midir, nedir, ilimde müsait olmadıklarından mı?!... Olamaz, Çünkü emr-i ilahi açık ve sarih, anlamak isteyenlerin anlayacağı gibi ihsan edilmiş!...

İlim ve görgüleri müsait olamayan, aile terbiyesinden başka bilgi alma imkanı bulunmayan, yalnız örf ve aile terbiyesinden öteye gidemeyen bazı kızlarımızın tesettür anlayışı emr-i ilahiye uymasa da, bilgileri, tesettürleri elbet taklididir amma emr-i ilahiye uyduğu için yerindedir!..

Yalnız görünümüne önem sağlamaktan öteye geçemeyen, saf, temiz toplumlarda görünümündeki tedirginlik her an görülebilen bir vakıadır!..

Emr-i ilahiye uyum sağlaması istenendir. Manevi kazancı ise Allâh’a kalmıştır!.

Emr-i ilahinin anlamını bildirmeye, ilimleri kifayetsiz kalmış. Bazıları da inandıkları gerçekleri yaşadıkları topluma dahi anlatmak cesaretini gösterememişler. Ya da emr-i ilâhinin dışında kalmış, bu yönlü katılaşmak işlerine gelmiş, nefislerinin hakikat dışı isteklerinin ağır basmasından gerçeğe dönüş zor olmuş!..

Zaman geçtikçe na-ehlin elinde mecrasından daha da saptırılan emr-i ilahi... Toplumlarda daha zorlaşan, tesettür ve hicap ayetleri emredildiği anlamda anlaşılamamış, veya anlatılamamış veya anlamak istenmemiştir, denebilir mi bilmem?!


Olay bu!. Din uleması bu emr-i ilahinin izahına ve ikazında yeterli olamam

İnanan toplumların anlamasına yeterli olmayan uygulanmanın uygulanması yeterli yapılamadığından!..

Tekrar ediyorum: Kıskanç, bencil erkeklerin işine geldiği için, kadına Allâh’ın verdiği hakkını vermedikleri gibi, hiç fütur etmeden emr-i ilahiyi ezaya dönüştürmüşlerdir!.

Ayet-i kerimelere dikkat edilirse, kadının korunması ve (incitilmemesi) ve neslin normal devamı böyle ihsan edilmiştir!.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 19:57

Başka tefsirlerde ‘ziynet mahallini gizlemezseniz,erkekler tarafından eza olunursunuz’ diye tefsir edilmiştir!..

Nefsi ve hayvani zevkinin esiri olduğu gibi

yeteri kadar ilâhi varlığa inanamayan, veya hiç iman denen cevherle ilgisi dahi olmayan erkeğin veya kadının, hayvani zevkini her şeyin önünde tutmayı zevk edinmiş, malum insan olmaya namzet ve müsait yaratılışından habersiz, mesuliyetsiz Benî Âdem!..

dışında görenek ve gelenekten öteye götüremedikleri için daha fazla kapanmayı takva zannedenler!.

Tekrar ediyorum: Emr-i ilahinin de fevkinde, daha katı kurallara özenmeyi, takva, ibadet ve taat imış gibi uygulama yolunu nefsine daha cazip görmüş!.

Tesettür ayetini yeteri kadar anlayamıyan, insan olmaya namzet Beni Âdem!.


Bu hali ile yaratanına samimi olabiliyor, ömrünün nihayetine kadar bu halini devam

ettirebiliyor, bu yönü ile taraf-ı etrafına eza çektirmiyor ise, bu yaşantı az da olsa samimiyetine binaen mübarek olsun derim, amma toplum nasıl karşılar bilinmez ki!..

Temiz hissi duygularla kadınların aşırı tesettürleri, inanmış, amma aşırı kıskanç erkekleri memnun edemediği de söylenemez!..

Neslin idamesi için Hazreti Allâh’ın Benî Âdem’e bahşeylediği nefsani duygular,başka hayvanlara zaman tahdidi konulduğu gibi olmayıp, müstesna ve istisnai yaratılan,insan olmaya namzet Beni Âdem’in iman ve hayat porojesi,yaşam şekli ve örneği ile,Allâh’a iman eden elçisi ile tebliğ eylediği şer-i şerife uyumlu,zamanı da idrak ederek amel etmeye özen gösteren erkek ve kadınlara Hz. Allâh’ın bildirilerinin anlayarak anlatalım ki, zamanla değişmeyen erkeğe ve kadına emrolunan tesettür ve hicap ayetlerini, sayın bilge, evvelâ iyi anla ve anladığını anlat ki; bu yönlü gerçeği özenle

arıyanları tatmin edebilesin. Olur ya, anlatamıyor isen yersiz yere kimseyi suçlamayasın!..

Bilesin ki, mutlaka hesabı sorulur. Geçici dünya hayatına ebedi alemi değişmeyesin!..

Kadın-erkek eşitliğinin de garibiyiz. Lutfen, anlaşılır gibi anlatalım. Çünkü dünya hayatında biri diğerinin vazifesini kesinlikle yapamıyacağı, doğum ve ötesi olaylara dikkat et! Haddini bil!..

Yaşayacağın zamana uygun töreler ve adetleri rıza-i Bârî’ye dönük cinsine, hemcinsine uyumlu ve dünya ve ahirette geçerli icraatın bu minval üzere olsun; yemin ederim, iki yönün de misal-i cennet olur!..

Benî Âdem’e mahsus, her devirde erkek ve dişilerde kıskançlık duygusu mevcuttur; ifratından Rabbıma sığınırız!.

Nefsi duygu ve arzu ekseri hayvanların, dişi ve erkeklerinde de kıskançlık olarak görünse de, bu görünüm hem cinsine göre değişir.

Hayvanlarda Benî Âdem’deki devamlılık olmayıp, hayvanlarda belirli ve muayyen zamanlarda görülegelmiştir. O bakımdan hayvanlara emr-i ilahi yoktur. Bunun haricinde malum duyguları olmadığı, kıskanma hislerinin de ekserisinde görülmediği gibi, pek azında devam ettiği görülür!..

Yalnız domuzlarda kıskanma duygusunun hiç olmadığı söylenir!.

İnsan olma şerefinden mahrum ademlerinde de bu yönlü duygunun zafiyetinden bahsedilir!..

Bu virüsü taşıyan, erkekler ve kadınlar ilâ-nihaye gizli kalamazlar!..

Çünki “Settârü’l-uyûb” (günahları örtücü) olan Hz. Allâh’ın bu sıfatından nasiplerini alamazlar. İlâ-nihaye gizli kalamazlar!..


Emr-i ilahinin hilâfına yaşantılarını düzene koyup, bu hallerinden nedamet duymadıkları gibi, şımarıklıkları her hallerinde görülebilenlerin, emr-i ilahiye uyum sağlıyamamaları bir an gizleniyormuş gibi görülse de, er-geç açıkta kalmay mahkumdur!..

İsteseler de gizliyemezler!..

Deve kuşunun başını kuma gömmekle avcıdan gizlendiğini zannettiği gibi; gülünçtür, Çünkü başı kuma gömülmüş gövde meydanda!.

Nefsani duygulardan öteye geçemeyen duygu ve düşünceler, ceviz misali bahsedilir: Kabukdan içeri geçemeyen bilgi, yalnız nefsin hazzı olan yaşantısı ile özleminden soyutlanamadığı cevizin kıynağına nasıl erişecek?!..

Tasavvufi izahı, şöyle denir:
Cevizin yeşil kabuğu şeriattir; sert kabuğu tarikattır; kıynağın üzerindeki kışrı ince zar marifettir; kıynak dedikleri beyaz kısmı ise hakikattir!.

Normal kıskançlık duygusu bulunmayan Benî Âdem için Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:

Cennet haramdır, kokusunu da alamazlar

Bunları anlatmakdaki kasdim; her hangi bir toplumu veyahut bir şahsı, küçük görmek, benim gibi niçin inanmamış diye, o hemcinsimi yermek değil. Benim inancım ve yaşantımla bağdaşmıyor diye, herhangi bir şahsı aşağılamak hakkı kimseye verilmemiştir.

Hazreti Allâh’ın af ve mağfiretinin tecellileri her olayda görülürken, rahmet-i ilâhiyeler, yaratılışın sırrı olan insan olmaya namzet Benî Âdem’i, bu rahmetin dışında görmek mümkün değil!..

Asra uyumlu, gelişmiş inancımla emr-i ilahiye ters düşürmemeye özen gösterdiğim, Yaratanımdan na-ehlin şerlerinden korunmamı istediğim yaşam zevkimle, buna rağmen
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 20:00

Nefsi duygu ve arzu ekseri hayvanların, dişi ve erkeklerinde de kıskançlık olarak görünse de, bu görünüm hem cinsine göre değişir.

Hayvanlarda Benî Âdem’deki devamlılık olmayıp, hayvanlarda belirli ve muayyen zamanlarda görülegelmiştir. O bakımdan hayvanlara emr-i ilahi yoktur. Bunun haricinde malum duyguları olmadığı, kıskanma hislerinin de ekserisinde görülmediği gibi, pek azında devam ettiği görülür!..

Yalnız domuzlarda kıskanma duygusunun hiç olmadığı söylenir!.

İnsan olma şerefinden mahrum ademlerinde de bu yönlü duygunun zafiyetinden bahsedilir!..

Bu virüsü taşıyan, erkekler ve kadınlar ilâ-nihaye gizli kalamazlar!..

Çünki “Settârü’l-uyûb” (günahları örtücü) olan Hz. Allâh’ın bu sıfatından nasiplerini alamazlar. İlâ-nihaye gizli kalamazlar!..


Emr-i ilahinin hilâfına yaşantılarını düzene koyup, bu hallerinden nedamet duymadıkları gibi, şımarıklıkları her hallerinde görülebilenlerin, emr-i ilahiye uyum sağlıyamamaları bir an gizleniyormuş gibi görülse de, er-geç açıkta kalmay mahkumdur!..

İsteseler de gizliyemezler!..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 20:00

Deve kuşunun başını kuma gömmekle avcıdan gizlendiğini zannettiği gibi; gülünçtür, Çünkü başı kuma gömülmüş gövde meydanda!.

Nefsani duygulardan öteye geçemeyen duygu ve düşünceler, ceviz misali bahsedilir: Kabukdan içeri geçemeyen bilgi, yalnız nefsin hazzı olan yaşantısı ile özleminden soyutlanamadığı cevizin kıynağına nasıl erişecek?!..

Tasavvufi izahı, şöyle denir:
Cevizin yeşil kabuğu şeriattir; sert kabuğu tarikattır; kıynağın üzerindeki kışrı ince zar marifettir; kıynak dedikleri beyaz kısmı ise hakikattir!.

Normal kıskançlık duygusu bulunmayan Benî Âdem için Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:

Cennet haramdır, kokusunu da alamazlar

Bunları anlatmakdaki kasdim; her hangi bir toplumu veyahut bir şahsı, küçük görmek, benim gibi niçin inanmamış diye, o hemcinsimi yermek değil. Benim inancım ve yaşantımla bağdaşmıyor diye, herhangi bir şahsı aşağılamak hakkı kimseye verilmemiştir.

Hazreti Allâh’ın af ve mağfiretinin tecellileri her olayda görülürken, rahmet-i ilâhiyeler, yaratılışın sırrı olan insan olmaya namzet Benî Âdem’i, bu rahmetin dışında görmek mümkün değil!..

Asra uyumlu, gelişmiş inancımla emr-i ilahiye ters düşürmemeye özen gösterdiğim, Yaratanımdan na-ehlin şerlerinden korunmamı istediğim yaşam zevkimle, buna rağmen
Nefsi duygu ve arzu ekseri hayvanların, dişi ve erkeklerinde de kıskançlık olarak görünse de, bu görünüm hem cinsine göre değişir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 20:01

Hayvanlarda Benî Âdem’deki devamlılık olmayıp, hayvanlarda belirli ve muayyen zamanlarda görülegelmiştir. O bakımdan hayvanlara emr-i ilahi yoktur. Bunun haricinde malum duyguları olmadığı, kıskanma hislerinin de ekserisinde görülmediği gibi, pek azında devam ettiği görülür!..

Yalnız domuzlarda kıskanma duygusunun hiç olmadığı söylenir!.

İnsan olma şerefinden mahrum ademlerinde de bu yönlü duygunun zafiyetinden bahsedilir!..

Bu virüsü taşıyan, erkekler ve kadınlar ilâ-nihaye gizli kalamazlar!..

Çünki “Settârü’l-uyûb” (günahları örtücü) olan Hz. Allâh’ın bu sıfatından nasiplerini alamazlar. İlâ-nihaye gizli kalamazlar!..


Emr-i ilahinin hilâfına yaşantılarını düzene koyup, bu hallerinden nedamet duymadıkları gibi, şımarıklıkları her hallerinde görülebilenlerin, emr-i ilahiye uyum sağlıyamamaları bir an gizleniyormuş gibi görülse de, er-geç açıkta kalmay mahkumdur!..

İsteseler de gizliyemezler!..

Deve kuşunun başını kuma gömmekle avcıdan gizlendiğini zannettiği gibi; gülünçtür, Çünkü başı kuma gömülmüş gövde meydanda!.

Nefsani duygulardan öteye geçemeyen duygu ve düşünceler, ceviz misali bahsedilir: Kabukdan içeri geçemeyen bilgi, yalnız nefsin hazzı olan yaşantısı ile özleminden soyutlanamadığı cevizin kıynağına nasıl erişecek?!..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 20:01

Tasavvufi izahı, şöyle denir:
Cevizin yeşil kabuğu şeriattir; sert kabuğu tarikattır; kıynağın üzerindeki kışrı ince zar marifettir; kıynak dedikleri beyaz kısmı ise hakikattir!.

Normal kıskançlık duygusu bulunmayan Benî Âdem için Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:

Cennet haramdır, kokusunu da alamazlar

Bunları anlatmakdaki kasdim; her hangi bir toplumu veyahut bir şahsı, küçük görmek, benim gibi niçin inanmamış diye, o hemcinsimi yermek değil. Benim inancım ve yaşantımla bağdaşmıyor diye, herhangi bir şahsı aşağılamak hakkı kimseye verilmemiştir.

Hazreti Allâh’ın af ve mağfiretinin tecellileri her olayda görülürken, rahmet-i ilâhiyeler, yaratılışın sırrı olan insan olmaya namzet Benî Âdem’i, bu rahmetin dışında görmek mümkün değil!..

Asra uyumlu, gelişmiş inancımla emr-i ilahiye ters düşürmemeye özen gösterdiğim, Yaratanımdan na-ehlin şerlerinden korunmamı istediğim yaşam zevkimle, buna rağmen
Nefsi duygu ve arzu ekseri hayvanların, dişi ve erkeklerinde de kıskançlık olarak görünse de, bu görünüm hem cinsine göre değişir.

Hayvanlarda Benî Âdem’deki devamlılık olmayıp, hayvanlarda belirli ve muayyen zamanlarda görülegelmiştir. O bakımdan hayvanlara emr-i ilahi yoktur. Bunun haricinde malum duyguları olmadığı, kıskanma hislerinin de ekserisinde görülmediği gibi, pek azında devam ettiği görülür!..

Yalnız domuzlarda kıskanma duygusunun hiç olmadığı söylenir!.

İnsan olma şerefinden mahrum ademlerinde de bu yönlü duygunun zafiyetinden bahsedilir!..

Bu virüsü taşıyan, erkekler ve kadınlar ilâ-nihaye gizli kalamazlar!..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 20:03

Bu virüsü taşıyan, erkekler ve kadınlar ilâ-nihaye gizli kalamazlar!..

Çünki “Settârü’l-uyûb” (günahları örtücü) olan Hz. Allâh’ın bu sıfatından nasiplerini alamazlar. İlâ-nihaye gizli kalamazlar!..


Emr-i ilahinin hilâfına yaşantılarını düzene koyup, bu hallerinden nedamet duymadıkları gibi, şımarıklıkları her hallerinde görülebilenlerin, emr-i ilahiye uyum sağlıyamamaları bir an gizleniyormuş gibi görülse de, er-geç açıkta kalmay mahkumdur!..

İsteseler de gizliyemezler!..

Deve kuşunun başını kuma gömmekle avcıdan gizlendiğini zannettiği gibi; gülünçtür, Çünkü başı kuma gömülmüş gövde meydanda!.

Nefsani duygulardan öteye geçemeyen duygu ve düşünceler, ceviz misali bahsedilir: Kabukdan içeri geçemeyen bilgi, yalnız nefsin hazzı olan yaşantısı ile özleminden soyutlanamadığı cevizin kıynağına nasıl erişecek?!..

Tasavvufi izahı, şöyle denir:
Cevizin yeşil kabuğu şeriattir; sert kabuğu tarikattır; kıynağın üzerindeki kışrı ince zar marifettir; kıynak dedikleri beyaz kısmı ise hakikattir!.

Normal kıskançlık duygusu bulunmayan Benî Âdem için Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:

Cennet haramdır, kokusunu da alamazlar

Bunları anlatmakdaki kasdim; her hangi bir toplumu veyahut bir şahsı, küçük görmek, benim gibi niçin inanmamış diye, o hemcinsimi yermek değil. Benim inancım ve yaşantımla bağdaşmıyor diye, herhangi bir şahsı aşağılamak hakkı kimseye verilmemiştir.

Hazreti Allâh’ın af ve mağfiretinin tecellileri her olayda görülürken, rahmet-i ilâhiyeler, yaratılışın sırrı olan insan olmaya namzet Benî Âdem’i, bu rahmetin dışında görmek mümkün değil!..

Asra uyumlu, gelişmiş inancımla emr-i ilahiye ters düşürmemeye özen gösterdiğim, Yaratanımdan na-ehlin şerlerinden korunmamı istediğim yaşam zevkimle, buna rağmen
Amentü’ye iman eden kullarını ilgilendiriyor… Ahir zaman peygamberi Muhammet Mustafa’ya (s.t.a.v.) olan hitab-ı ilâhiyi iyi oku!

İmanları zayıf da olsa, toplumların medeniyette, teknolojide ilerlemiş olanlarına hayranım!

Hiç bir toplumda daha henüz tamamı ile yapılamamış ve dedikleri gibi yapılması mümkün olmayan kadın ve erkek eşitliği; tesettür ve hicabı anlayış yönlerine değil… bu yönlü toplumlarda geç de olsa, hatalarını anladılar veya anlıyamadılar, anlasalar da gerçeğe dönüşleri mümkün değil!...

Anlamı her beldede hayli yaygın, görmek için gözlüğe ihtiyaç yok!..

Yaydan ok çıktıktan sonra geriye çekmek mümkün mü?!..

Zürriyetleri tükeniyor; evliliğin külfeti ve mesuliyetine niçin tahammül göstersin?!


Çocuk yapma ve büyütme külfetine niçin katlansın?!

Daha ferah bir yaşam için imkânlar ferahlatılmış ve genişletilmiş olduğu halde,butür


emr-i ilahi dışında toplumlarda gençlerin mevcudu azalıyor!Toplum yaşlanıyor; bu gidişle başka ülkelerden gençlerin ithal edildiğini görmek kehanet olmayacak!...

Yaşantılarının getirdiği, emr-i ilahi dışında nefislere verilen ferahlık dururken, yirminci asrın gençlerinden sorumluluk altında kıvranmalarını istemek reva mı? İstesen de kabul ettiremezsin; “Geçti Bor’un pazarı, sür eşşeğini Niğde’ye!”

Yanlış anlamayasın; kesinlikle din kabul eden lâikliğe karşı değilim!.

Nasıl olurum ki, Hz. Allâh’ın Âdem aleyhisselâma verdiği üç emr-i ilahinin hiç unutulması mümkün mü?


Tertib-i ilâhi Âdem aleyhisselâmı cennet-i âlâdan yeryüzüne indirince Hz. Allâh buyurmadı mı: “Ekiniz, biçiniz, yiyiniz.”


Günah ve ayıp olmuyor mu, şerefli mahluk, efdal-i mahluk, “Yeryüzünde halifemi yaratacağım” şerefini taşıyan, insan olmaya namzet Benî Âdem?!...


Allâh’ın indinde yerini bilesin ki, ebedi hayatında senin için hazırlanan makamını boş bırakmayasın!..


Laiklik dinsizlik değil; devlet yönetimini dini kurallara bağımlı kılmamak olduğu gibi.








Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 20:04

Amentü’ye iman eden kullarını ilgilendiriyor… Ahir zaman peygamberi Muhammet Mustafa’ya (s.t.a.v.) olan hitab-ı ilâhiyi iyi oku!

İmanları zayıf da olsa, toplumların medeniyette, teknolojide ilerlemiş olanlarına hayranım!

Hiç bir toplumda daha henüz tamamı ile yapılamamış ve dedikleri gibi yapılması mümkün olmayan kadın ve erkek eşitliği; tesettür ve hicabı anlayış yönlerine değil… bu yönlü toplumlarda geç de olsa, hatalarını anladılar veya anlıyamadılar, anlasalar da gerçeğe dönüşleri mümkün değil!...

Anlamı her beldede hayli yaygın, görmek için gözlüğe ihtiyaç yok!..

Yaydan ok çıktıktan sonra geriye çekmek mümkün mü?!..

Zürriyetleri tükeniyor; evliliğin külfeti ve mesuliyetine niçin tahammül göstersin?!


Çocuk yapma ve büyütme külfetine niçin katlansın?!

Daha ferah bir yaşam için imkânlar ferahlatılmış ve genişletilmiş olduğu halde,butür


emr-i ilahi dışında toplumlarda gençlerin mevcudu azalıyor!Toplum yaşlanıyor; bu gidişle başka ülkelerden gençlerin ithal edildiğini görmek kehanet olmayacak!...

Yaşantılarının getirdiği, emr-i ilahi dışında nefislere verilen ferahlık dururken, yirminci asrın gençlerinden sorumluluk altında kıvranmalarını istemek reva mı? İstesen de kabul ettiremezsin; “Geçti Bor’un pazarı, sür eşşeğini Niğde’ye!”

Yanlış anlamayasın; kesinlikle din kabul eden lâikliğe karşı değilim!.

Nasıl olurum ki, Hz. Allâh’ın Âdem aleyhisselâma verdiği üç emr-i ilahinin hiç unutulması mümkün mü?


Tertib-i ilâhi Âdem aleyhisselâmı cennet-i âlâdan yeryüzüne indirince Hz. Allâh buyurmadı mı: “Ekiniz, biçiniz, yiyiniz.”


Günah ve ayıp olmuyor mu, şerefli mahluk, efdal-i mahluk, “Yeryüzünde halifemi yaratacağım” şerefini taşıyan, insan olmaya namzet Benî Âdem?!...


Allâh’ın indinde yerini bilesin ki, ebedi hayatında senin için hazırlanan makamını boş bırakmayasın!..


Laiklik dinsizlik değil; devlet yönetimini dini kurallara bağımlı kılmamak olduğu gibi.

Bu bildiride açık nass var, içtihad yapılamaz, yapılsa da anlamsız kalır!...

Yukarıda belirttim, tekrar ediyorum: Hazreti Allâh buyuruğunun açık anlamı!


Benim emrim dışında başka bir düsturla yaşarsanız, emrimle bağladığım erkeklerin nefsani bağlarını koparırsınız, onlar da sizi incitirler!....

Yazmağa gücüm nisbetinde özen gösterdiğim bu kitaba Kur’an-ı Kerim’den, beyan edilen emr-i ilahiyi beşerin hayrına olan,Yaratanımızın uyarılarını, aktarılan belirli ve itimada şayan sahısların tesettür ve hicap hakkında meal ve tefsirlerindeki yazıldığı gibi aynen yazdım!..


Ehlinin ve mesuliyetini müdrik, ilgi duyan ilgilinin bu mevzuda görüş ve anlayışına hürmetkarız.

Asrın topluma lüzumlu olan değerlerinden taviz vermiyelim!..

Vereceğim kıssadan hisse alalım; dikkat, kabağın sahibini bilelim!.

Yalnız bilmek yeterli görülmeyebilir, gücendirmeyelim, kabağın sahibini!.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
nurgül
Admin
Admin
nurgül


Mesaj Sayısı : 3494
Nerden : İstanbul
Reputation : 3
Kayıt tarihi : 04/11/09

T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Empty
MesajKonu: Geri: T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P   T E S E T T Ü R  -  V E  -  H İ C A P Icon_minitime11.03.10 20:06

Gençler birbirleri ile şakalaşarak gidiyorlardı.

İçlerinden mukallit biri arkadaşlarını güldürüp memnun etmek kasdi ile, saçı dökülmüş, kafası açık, yerde oturan bir garip ve masumun başına:

--Kabağa bak! diye şiddetle öyle vurdu ki!...
Canı acıyan garibanın gözleri yaşardı, gençlerin gülme çığlıklarından şımarıklıklarından korktu, sesini çıkaramadı. Nasıl çıkarsın gariban!..


Manevi hak hukukdan habersiz o mukallidin, mazlumun kafasına vurduğu koluna şiddetli sancı girince, ister istemez bu mevzuda günahı olmayan, yegane günahı güçsüzlüğü ve aczinden idi zavallının, özür dilemek için adama, masum bir eda ile:

--Ben sana şaka yaptım; bana gücendin mi? Demez mi!

Başının sersemliği henüz geçmemiş zavallının:

--Haddim mi sana gücenmek? Ben zayıfım. Sen taraf-ı etrafınla çok güçlüsün. Bu kabak benim imiş gibi görünse de, emanettir; kabağın gerçek sahibi var, o gücenmiştir!

H. Galip Hasan Kuşçuoğlu. nun aynı adlı eserinden alıntıdır
http://www.minare.net
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurgulce.blogspot.com
 
T E S E T T Ü R - V E - H İ C A P
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RavzaGul.com :: İSLAM :: Hayat Tarzımız Başörtüsü-
Buraya geçin: